Tanjevic'in Zaferi

[moments]

Kaptan Hidayet’in yokluğuna, grup birinciliğini garantilemiş olmamıza, Kerem Gönlüm, Oğuz Savaş ve Ender Arslan’ın kötü oynamasına, Ersan Ilyasova’nın elini taşın altına koyamamasına rağmen, eğer Fransa’yı deplasmanda yeniyorsan, o zaman Tanjveic’e şapka çıkartacaksın.

Bu kadar olumsuzluğa rağmen, Barış Hersek (o son iki affedilmeyecek hata hariç) ve Sinan Güler’i böyle bir ortamda bu kadar sorumluluk alacak ve katkı yapacak duruma getirebiliyorsa; Fatih Solak ve Engin Atsür gibi zaman, zaman takıma seçilmeleri bile eleştirilen iki oyuncunun böyle devleşmesini sağlıyorsa; 2010’da yaşlı olacak diye 2 yıldır Milli Takım’a çağırmadığı Kerem Tunçeri’ye dümeni veriyorsa; Tanjevic’e şapka çıkartmak lazım.

İyi oynayan da, kötü oynayan da her şeylerini takımı uğruna verdi ve bunun için özellikle Tanjevic’e şapka çıkartmak lazım.

Maçın detaylarına gelince, Tony Parker kenardayken veya Parker takımı oynatıp herkesi devreye sokmaya çalıştığında Fransızlar, tam Fransız kaldı. İkinci yarıya 10-0’lık seri ile başlamamız, 2. çeyrekte Parker buzdolabına alındığında, kontrolü bize geçmeye başlayan maçta kilit noktalardan biriydi. Kimse de istatistiklere bakıp (37 sayı, 7 ribaunt, 5 asist) Parker’a bencil demesin. Adam, oyuncu. Çıkardığı paslardan kaçan boş üçlüklere baktıkça lunapakta ilk kez topu çembere atan çocukları anımsattı Fransızlar. Ama bir kez daha bir kişinin bir takımı yenemeyeceği kendini gösterdi.

Başta Tanejviç olmak üzere herkesi kutlarken, özellikle de Kerem Tunçeri’yi tebrik ediyorum. Tanjevic’in de bundan çıkaracağı dersler vardır diye düşünüyorum.