Hoş geldin çocuk. Adaletin ve Hukukun çarebilmez ülkesindesin sen. Mülkü adalete teslim eden bir hitabenin acıklı gözyaşındasın. Daha dün bir demokrasi şehidini andık. Kime ne; kim vurmuş, kim çalmış onu bizden? Burada sahneler aynı be çocuk. Hırsızlar başkan olmuşlar, katiller yoldaş, garibin hakkını yiyenler ağa-bey-paşa olmuşlar. Adaletin bekçileri, ihanetin sebebi olmuş. Mafyaya, rüşvete, çeteye, kire, pasa “güç” demişler burada be çocuk, “güc”e de “hukuk”!
Hukuksuz devlet olmaz. Şimdi köhnemiş hukukumuzun yok olmaya yüz tutmuş karelerini hatırlatacağım sizlere.
Serpil Öğretmeni hatırlayanınız var mı? Vahşice tecavüz edilip, hunharca katledilmişti. Serpil Öğretmen’in katilleri 24 Aralık 2005 günü salıverildiler… Sadece 6,5 sene yatmışlardı. Sebep? (Rahşan Affı) Rahşan hanıma da kim izin verdiyse artık affetmesi için!
Katledilmiş aydınlar, faili meçhul cinayetler yine meçhul kaldı. Göstermelik katilleri bile şimdi aramızdalar. Kaldırımlarda yürüyorlar utanmadan.
Atatürkçü Rektör Yücel Aşkın, bir kapkaççının dahi görmediği bir muameleyle, bir gece yarısı, kargatulumba evinden alındı. Adalet sustu… Çünkü o sıralarda adalet, Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret eden bir yazarı aklamakla meşguldü.
Sonra bir başka skandal patladı. Hukuk, Abdi İpekçi’nin katili ve gasp hükümlüsü Ağca’yı, yanlışlıkla(!) tahliye etti. Tıpkı Alaattin Çakıcı ve Haluk Kırcı gibi.
Eve dönüş yasasıyla, teröristler evlerine yani PKK kamplarına ve terör mahallerine geri döndüler sıradaki terör eylemleri için.
Topluma kazandırma yasasıyla(infaz), kapkaççılar, katiller, ırz düşmanları, hortumcular toplumumuzdaki faaliyetleri sürdürmek üzere geri kazandırıldılar. Ne mutlu bize!
Hükümetlerin modası olan aflarla, binlerce suçluyu cezasını çekmeden yanıbaşımızda buluverdik. Milletin vicdanı olan mahkemeler, milletin vicdanını sızlatıyordu.
Suç işleyen için iş kolay. Ne de olsa bulunamıyor. Bulunsa bile komik ağır para cezalarına çarptırılıyor veya aldığı komik hapis cezasını –eğer parası veya prestiji varsa- otel işlevi gören cezaevi şartlarında kısa bir sürede yatıp topluma kazandırılmak üzere infaz yasası kapsamında aramıza salınıveriyor. Hadi diyelim ki o da olmadı, gözünü sevdiğimin siyasileri ona bir gün süper bir af çıkarıveriyor nasıl olsa! Sonra ne oluyor; sonra suçlar daha da artıyor. Kah bu basit cezalandırma sisteminden, kahsa adaleti kendi eliyle tecelli ettirme savaşımından dolayı..
En alttan en üste kadar birçok hukuk görevlisinde bir aymazlık ve vurdumduymazlık var. Cumhuriyete, Atatürk’e saldırmak, vatana ihanet etmek cumhuriyet savcılarını ırgalamıyor, artan suçlar güvenlik güçlerini ırgalamıyor, terör hükümeti ırgalamıyor, mahkemeler asli görevlerini yerine getirmiyor, adalet bir türlü tecelli etmiyor.
Kısacası artık Türkiye Cumhuriyeti hızla bir hukuksuzluk devleti haline geliyor. Suçu işleyenler bizzat devleti yönetenler ve devlet kurumuna çöreklenmiş sorumluluk bilmez şahıslar olunca sizin adalet çağrınız havada kalıyor.
Bu hızla giderse HUKUKsuzluk, Abdullah Öcalan denen vatan hainini mecliste Kanun çıkartırken görmek artık bir paranoya değil gerçek olacak!