Kıymetli Genelkurmay Başkanımız» Neden Susuyor?

Cevapla
Kullanıcı avatarı
moments
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 5033
Kayıt: 14 Ağu 2008, 19:14
Konum: Almanya
İletişim:

Kıymetli Genelkurmay Başkanımız» Neden Susuyor?

Mesaj gönderen moments » 19 Kas 2008, 19:50

«Kıymetli Genelkurmay Başkanımız» Neden Susuyor?

Diyeceksiniz ki "ne susması, işte konuştu ya Balıkesir'de… Taraf gazetesine ve malum medyaya hak ettiği yanıtı verdi, daha ne desin?"

Oysa Genelkurmay Başkanı'nın görevi Taraf ya da başka türden gazetelerle laf yarıştırmak mıdır? Dahası gazeteci milletinin işi budur zaten. Ertesi gün, Ahmet Altan'ın yaptığı gibi o da sana bir cevap verir, hatta "haddini bil" gibi laflar ederek seni kışkırtan bir üslup kullanır! Sonra? Genelkurmay Başkanı, Ahmet Altan'a yine yanıt mı verecek?

Verse bir türlü vermese bir türlü…

Susarsa, haddini bilmiş mi olacak?

Konuşur da yanıt verirse, Türk ordusunun komutanı "ne idüğü" ortada olan bir gazeteci müsveddesi ile böyle atışmaya nereye kadar devam edecek?

Genelkurmay Başkanı konuşması gereken konularda değil de muhatap almaması gereken kişilerle konuşuyor!

"Bugün PKK ile Barzani bir madalyonun iki yüzüdür" desem, bu görüşüme içinde biraz yurtseverlik olan kim karşı çıkabilir?

İşte Barzanicilerin yayınladığı haritalar ortada, bu alçakların Türkiye hakkındaki düşünceleri de ortada...

Oysa Türkiye'yi sözde yöneten siyasi iktidar bu adamlarla masaya oturdu, diplomatik görüşmeler başlattı. Süreç, tıkır tıkır işliyor. Uluslararası İlişkilerden biraz anlayan biri, bu alanda girilen yoldan öyle kolay kolay geri dönülmeyeceğini, verilen tavizlerin yarın "ben oynamıyorum artık, verin misketlerimi..." diyerek geri alınamayacağını çok iyi bilir. Kısacası dış ilişkilerde atılan adımlar hükümetleri değil, devleti bağlar! Bugün de devlet, Kuzey Irak'taki emperyalizmin maşası kuklaları fiilen tanımıştır, resmi tanıma da yakındadır. Gül pek yakın bir gelecekte, Ermenistan'dan sonra, Erbil'e de gidecektir! Darısı Güney Kıbrıs'ın başına!

İyi de, asıl bu gelişmeler karşısında konuşması gereken "Kıymetli Genelkurmay Başkanımız" neden hâlâ susuyor! Çıkıp neden hâlâ bir tek kelime konuşmuyor? "Sükût ikrardan gelir" diye mi?

Oysa 1990'daki Birinci Körfez Savaşı sırasında Org. Torumtay'ın istifa ederek ordunun ağırlığını Özal üzerinde nasıl hissettirdiği ve Kuzey'den Irak'a bir cephe açılmasına nasıl engel olduğu hâlâ hatırlardadır. Şimdi de en azından benzer bir girişimde bulunamaz mı "Kıymetli Genelkurmay Başkanımız"? Gerçi artık sadece konuşmak, karşı çıktığını beyan etmek de yeterli değildir! Ama en azından çıkıp ordunun, teröre destek veren bu kuklalarla kurulan diplomatik ilişkiye karşı olduğunu söyleyip kamuoyu önünde hükümeti uyaramaz mı? Eğer böyle yaparsa halktan olumlu yönde destek mi görür, yoksa karşı bir tepki mi gelir, ne dersiniz?

"Bugün küreselleşme demek, emperyalizm demektir" desem, bu görüşüme de sanmam ki içinde biraz yurtseverlik olanlar karşı çıksın. Oysa "kıymetli Genelkurmay Başkanımız" Genelkurmay Başkanlığı'nı devir teslim töreninde bakın neler demiş bu konuda:

"Yaşamakta olduğumuz küreselleşme çağında, küreselleşmeye toptan karşı çıkarak, ülkeleri küreselleşmenin dışında tutmaya çalışmak gerçekçi bir yaklaşım değildir. Önemli olan, ulusal menfaatlere ve ulusal kültüre zarar vermeden, küreselleşmenin içinde yer almaktır."

Kısacası, "Emperyalizm ile işbirliği içinde olalım" diyor "Kıymetli Genelkurmay Başkanımız"!

Denilebilir ki, "evet öyle diyor, ama ulusal menfaatler için diyor, ulusal kültüre zarar vermeden diyor…"

İyi de emperyalizm ile işbirliğinin Türkiye'nin ulusal menfaatlerinin korunmasına yıllardır nasıl katkı yaptığı, ülkemizin bugün içinde bulunduğu durumundan gayet iyi anlaşılmıyor mu? Emperyalizmin AB cephesinde yıllardır tam üyelik hayalleri ile oyalanan Türkiye, Kıbrıs'tan Ege'ye, sözde soykırımı kabulden Lozan anlaşmasının aşındırılmasına kadar ulusal çıkarlarını yok eden tehdit ve dayatmalarla yüz yüze değil mi ? Öte yandan Türkiye'nin; Afganistan'da, Lübnan'da, Kosova'da hangi ulusal menfaatleri için asker bulundurduğu; Kafkaslarda alevlenen kriz ortamında ABD ile beraber komşularına ve bölge ülkelerine karşı cephe olmak zorunda kalmasının ulusal menfaatlerine, nasıl bir fayda sağlayacağı ortada değil mi?

Kısacası, küreselleşme ambalajıyla gerçek niteliği gözlerden saklanmaya çalışılan emperyalizmdir. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden beri içinde yer aldığı emperyalizmin askeri, siyasi, ekonomik kurumlarının dayatmaları, yönlendirmeleri ve kendisini mecbur kılan yükümlülükleri nedeniyle bugün siyasette, ekonomide, askerlikte mutlak bir bağımlılık içindedir. İşte o bağımlılık bugün Türkiye'nin sınırları ile oynanması aşamasına gelmiştir!

"Kıymetli Genelkurmay Başkanımızın" bu gidişat karşısında neden suskun kaldığı ortada değil mi?

Dahası "kıymetli Genelkurmay Başkanımız" birkaç yıl önce, Kara Kuvvetleri Komutanı iken Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAREM)'in düzenlediği "Bilgi Çağı ve Teknolojik Gelişmeler Işığında Toplum, Yönetim, Yönetici ve Lider Yaklaşımları" konulu uluslararası Sempozyumun açılış konuşmasında şunları söylemişti BOP hakkında:

"Bugün üzerinde yoğunlukla tartışılan "Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi"nin ana hedeflerinden birinin de, kadınların eğitim düzeyinin yükseltilmesi olduğu dikkate alındığında, Atatürk'ün konuya 80 yıl kadar önce vurgu yapması çarpıcı değil mi?" (Aydınlık,15Mayıs 2005)

Ne dersiniz, BOP'un amacı kadınların eğitim düzeyini yükseltmek mi gerçekten? Irak'ta ABD askerleri tarafından ırzına geçilen kadınların eğitim düzeyinin nasıl yükseldiğini açıklayacak biri yok mu şu koca Türkiye'de? Ya da bu aşağılık emperyalist projeyi Türk milletinin gözünde meşru kılmak için Atatürk'ün bu işe âlet edilmesi hakkında tepkisini ortaya koyacak bir yurtsever bile kalmadı mı?

Yine o "Kıymetli Genelkurmay Başkanımıza", Kara Kuvvetleri Komutanı iken 2006 yılı, 30 Ağustos Resepsiyonunda, Gazi Orduevi'nde, ABD'nin sözde "terörle mücadele koordinatörü" hakkında ne düşündüğü sorulmuştu. O da şöyle yanıt vermişti:

"Her adımı baştan öldürürseniz yanlış olur. Değerlendirmek lazım. Ne gibi sorumlulukları olacak? Ne iş yapacak? Bütün bunlar önümüzdeki günlerde netleşir"

Biz de "kıymetli Genelkurmay Başkanımıza" kulak verdik, her adımı baştan öldürmedik. PKK, ABD yardımıyla gencecik fidanlarımızı öldürdü, öldürdü, öldürdü! Daha sonraki günlerde netleşen ise şehit cenazeleri oldu!
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!

çelik kapı çeyiz

Cevapla

“TARTIŞMA MEYDANI” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 62 misafir