MUSUL-KERKÜK BÖLGESİNİN TARİHİ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
moments
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 5033
Kayıt: 14 Ağu 2008, 19:14
Konum: Almanya
İletişim:

MUSUL-KERKÜK BÖLGESİNİN TARİHİ

Mesaj gönderen moments » 24 Şub 2010, 14:20

MUSUL-KERKÜK BÖLGESİNİN TARİHİ
Musul, Ortadoğu'nun önemli bir noktasında yer alması sebebiyle çok çeşitli kültür ve medeniyetlerin buluştuğu bir bölge olmuştur. İnsanlık tarihinin ilk yazılı belgeleri bu bölgede ortaya çıkarılmış, insanların kalabalıktan teşkilâtlı topluma geçişte oluşturdukları bilgiler ilk olarak yine bu bölgede meydana gelmiştir. İslâm Fütûhâtından Önce Musul Bölgesi Milâttan önceki yıllarda Musul bölgesinin de içinde bulunduğu "Mezopotamya" üzerinde çok önemli uygarlıklar kurulduğu bilinmektedir. Bunların en önemlileri "Asur" ve "Babil" uygarlıklarıdır. Asur Devleti'nin merkezi olan Ninova; Dicle nehrinin karşısında ve doğu yönünde, Musul'un yanıbaşındadır. Ninova şehrini kuran Ninova veya Ninos, Asurluların hükümdarı olup 52 sene hükümran olmuştur. Asur Devleti yaklaşık 1300 yıl varlığını sürdürmüştür.Kerkük şehrini bina eden Asur Hükümdarı Sartnabal'ın (M.Ö. 800 yılında) bu şehre "Kerhsuluh" adını verdiği tarihî kaynaklarda rivayet edilmektedir. Keldânîcede "Kerh" şehir anlamına gelmektedir. "Suluh" ise Sartnabal'in esas ismidir.
Asurlulardan sonra Babil Devleti'nin bölgeye tamamiyle hâkim olduğu görülmektedir. Fakat Babil'in hâkimiyeti Perstecavüzleri karşısında uzun sürmemiş ve Musul-Kerkük bölgesi Perslilerin eline geçtikten sonra buraya çok kalabalık şekilde Pers nüfusuiskân ettirilmiştir. İskender'in işgaline de marûz kalan Musul bölgesi ahâlîsi, Hıristiyanlığın ortaya çıkışından sonra bu dine yöneldi. Hıristiyanlığın nüfuz etmiş olduğu Musul, II. yüzyılın başından itibaren Asurluların dinî merkezi olan Ninova'nın yerini aldı. İslâm Fütûhâtı Halife Hz. Ömer zamanında Medine Devletinin sınırları Arabistan dışına taşmış ve Anadolu'ya kadar seferler düzenlenmiştir. Hz. Ömer'in komutanlarından Utba b. Farkat komutasında Dicle-Fırat havzasına yapılan seferler neticesinde 642 tarihinde Musul feth olunduğu gibi yine aynı sene içinde Iyaz b. Ganem komutasındaki Müslümanlar Kerkük ve civarını ele geçirdiler.

Müslümanlar ahâlîye baskı yapmayıp isteyenlerin istedikleri yere göç edebilecekleri veya isterlerse bölgede kalabilecekleri hususunda serbestlik tanıdılar. Musul'un yönetimine tayin edilen Harsama, buraya Arapları yerleştirip onlara ev ve toprak vererek Musul'u askerî bir şehir haline getirdi. Daha sonra bir süre Emevîlerin yönetimi altında kalan Musul, Emevî Halifesi II. Mervan'ın Mısır'da öldürülmesi ve Ebu'l-Abbas Abdullah'ın halife seçilmesi ile Abbasî Devleti'nin kurulması (750) üzerine bu devletin hâkimiyeti altına girdi. Ebu'l-Abbas Abdullah'ın Musul'a vali olarak tayin ettiği, kardeşinin oğlu İbrahim b. Yahya'nın şehirde büyük bir katliam yaptığı bilinmektedir (751). Musul'un 868 yılında Hâricî işgaline uğradığı fakat kısa bir süre sonra Halife el-Mutemed tarafından geri alındığı görülmektedir.

874 tarihinde Halife Mutemed, Türk kumandanı Asategin'i Musul vilâyetine vali tayin etmiş, fakat Asategin Musul'a kendi gitmeyip vekâleten oğlu Edgütegin'i yollamıştır. Ancak Musul halkının onu istememesi üzerine Edgütegin Musul'dan ayrılmak zorunda kalmıştır. Musullular bu arada Yahya b. Süleyman'ı kendilerine emir olarak seçmişlerdi. Asategin ertesi sene Heysem b. Abdullah'ı Musul'a vali tayin ettiyse de Heysem de Musul halkı karşısında tutunamayarak geri dönmek zorunda kaldı. Daha sonra İshak b. Eyub kumandasında Musul'a gönderilen 20. kişilik kuvvet de başarı kazanamadı. Bir müddet sonra Musul'da yağmacı Kürt aşiretleri tehlikesinin ortaya çıkması üzerine Halife Muktefi, Hemdânîlerden Hüseyin'in kardeşi Ebu'l-Hayca Abdullah'ı Kürtlerin üzerine gönderdi ve Ebu'l-Hayca 905 tarihinde Kürtleri itaat altına alarak reisleri Muhammed b. Bilal'e baş eğdirdi. Abbasîlerden sonra Musul bölgesinde 929-996 tarihleri arasında Hemdânîler, 996-1096 yılları arasında da Ukaylîlerin hüküm sürdüğü görülmektedir.
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!

çelik kapı çeyiz

Cevapla

“Türk Dünyası” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 6 misafir