FETHULLAH ŞİFRELERİ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
moments
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 5033
Kayıt: 14 Ağu 2008, 19:14
Konum: Almanya
İletişim:

FETHULLAH ŞİFRELERİ

Mesaj gönderen moments » 19 Kas 2008, 19:32

Fethullah Şifreleri

Ağabey: Fethullahçı eğitmen, yol gösterici. İnsanları cemaate çekmeye, cemaati hoş göstermeye çalışan kişi. Temel Fethullahçı birim.

Abla: Kadınlar arasında “ağabey”lerin rolünü üstlenen kişi veya kişiler.

Şakirt- Şakirde: Çırak, talebe çömez gibi anlamları vardır. Ağabey ve ablaların yetiştirdiği Fethullahçılara denir. Olgunlaştıklarında “o artık şakirt oldu” denilir. Her ağabey ve abla da bir üstündeki emir aldığı kişiye göre “şakirt ya da şakirde”dir.

Ağabeylik-Ablalık: Hiyerarşi sisteminin kod adları.

İlgilenmek: Ağabeylerin önceden belirlenmiş insanlara yakınlık göstererek, arkadaş olarak onları çeşitli yollarla Fethullahçılığa dâhil etmesidir. Bu yollar ilgilenilen kişiye, yere ve zamana göre faklılık gösterir. Diğer adı “kafalamak”tır.

Hizmet: Özelinde Fethullahçılığın, genelinde Nurculuğun cemaat içindeki adı.

Dershane: Fethullahçı yapılanmanın evleri. Buralar dışarıya “üniversiteli talebelerin kaldığı evler” olarak tanıtılır. Diğer adları Işık Evi ya da Nur Evi’dir. Kaynağını sahabe devrindeki İbn-i Erkan evlerinden aldığı söylenir. Fethullah Gülen'e göre kapılarına kilit vurulmuş zaviyelerin, kışlaların, tekkelerin görevini yapan evlerdir. Bu evlere giriş ve çıkışlar mümkün olduğunca gizlilik içinde yapılır. Işık evlerinden sorumlu bir ev imamı vardır. Bu imamlar 6 ayda veya 1 yılda değişir. Evin maddi girdisi ve çıktısıyla ilgilenir yukarıdaki imamlara rapor verir. Bu evlerde genelde 4-5 kişi yaşar. Umumiyetle kiralanır. Fethullah Gülen’e göre bu evler Işık Süvarilerinin Kışlaları’dır. Fethullah Gülen bu evlerde yetişmeden, sabırla pişip ol¬gunlaşmadan yapılan her işin “ham hayal” olduğunu savunur.

İaşe: Evlerin giderleri için toplan para.

Hocaefendi: Fethullah Gülen. “Amerika’daki mübarek zat” da denir. Kesinlikle adı-soyadı ile hitab edilmez. Bu büyük saygısızlık kabul edilir. Eskiden kullandığı takma adları Abdülfettah Şahin ve Hikmet Işık’tır. Altında üç yıldız ( * * * ) olan yazılar da kendisine aittir.

Üstad: Bediüzzaman Said Nursi.

Büyük Ağabeyler: Adları örgütün alt kadrolarının sık duymadığı fakat üsttekilerin çok iyi bildiği bazı isimlerdir. Başlıcaları: İsmail Büyükçelebi, Latif Erdoğan, Abdullah Aymaz (İsmail Yediler ya da Safvet Senih), Hüseyin Gülerce, Alaaddin Kaya, Ali Bayram, Harun Tokak, Ekrem Dumanlı’dır.

Ders Çalıştırma: Öğrencileri evlere çekmek için başvurulan en temel ve vazgeçilmez yöntem.

Sohbet: Haftada bir, aynı gruptaki, çoğu arkadaş ve birbirini getiren kişilerin evlerde toplanarak bir vaiz eşliğinde dini, güncel, politik konuları daha çok monolog olarak tartışmasıdır. Yarım saat ile bir saat arasında, genellikle Fethullah Gülen’in kitaplarından parçalar okuyan “sohbet abisi” sohbetin bitiminde katılanların birbiri ile kaynaşması için şakalar, takılma yollu münasebetler kurar. Daha sonra çay içilir, futbol ve malayani başka konular etrafında ortama şerbet verilir. Toplantının kod adı “çay içmek”tir.

İstişare: Sohbette istenilen verimi sağlayan kişiler bir üst kurul olan ve yine haftada bir toplanan bu toplantılara çağırılır. Kimin kaç kişi daha getireceğinden, getirilen arkadaşların ilerleme seviyesine, burada bulunmayan kişilere nasıl davranılması gerektiğine kadar “istişare abisi”nin açık açık anlattığı yerdir. Ciddi bir ortamdır. Bir üst birimden gelen emirler buradaki insanlara aktarılır ve haftaya kadar bunları yapması istenir.

Tedbir: Cemaate zarar gelmesini engelleyici her tülü yol. Ortamın bir savaş ortamı olduğu vurgusu sık sık yapılır. Bu sebeple cemaat üyeleri “hile mübahtır” felsefesiyle hareket ederler. Bu doğrultuda gerekiyorsa yalan söyleme dâhil her yol açıktır. Evlerden teker teker çıkmaktan, kitapları insanlar fark etmesin diye ciltlemeye, gerekirse en usturuplu yalanları söylemeye kadar her şey “tedbir dairesi” içinde mütalaa edilebilir.

Maç: Aynı sohbet grubundaki kişilerin kaynaşması amacıyla yapılan halı saha maçlarıdır. Haftada bir yapılır.

Gezi: İstişarelerde yukarıdan verilen emirler doğrultusunda bazen orman içine, bazen deniz kenarına, bazen tarihi yerlere, bazen de hamam veya uzaktaki bir lokantaya yapılan toplu gezilerdir.

Keyfiyet: Sohbet abisi ya da istişare abisinin grubundan istediği haftalık yapılacaklar listesidir. Listede oruç tutmak, Hocaefendi kitaplarından en az belli sayıda sayfa okumak, Risalelerden en azı belirlenmiş sayfalar okumak, Kuran-ı Kerim’den yine en azı önceden belirlenmiş sayfalar okumak gibi manevi sayılabilecek işler yanında maddi faaliyetlere de yer verilir. Bunlar ise Sızıntı abonesi yapmak, Zaman abonesi yapmak, Fethullah Gülen’in kaset ve kitaplarını ücretsiz olarak eşe dosta dağıtmak gibi faaliyetlerdir. Verilen bir nevi çeteledir.

Risale: Risale-i Nur’un kısaltmasıdır. “Kırmızı kitap” da denir.

Müspet: Kelime, Fethullahçı bir zihnin kafasındaki kesin ayrımı ifade eder. Buna göre; Fethullahçı olan herkes müspettir. Ayrıca geniş dairede, ağabeylerden gelen(yani Fethullah’tan) bilgiler ve yönlendirmeler doğrultusunda başka cemaatlere mensup kişiler de bu tanımlamaya zaman zaman girer. Ama burada önemli olan müspet olmayanların durumudur. Onlar "solcu, komünist, kom..." gibi tanımlamalarla müspet kimselerden kesin bir ayrımla ayrılırlar. Bu ayrım siyahla beyaz kadar nettir.

Solcu: Müspet kelimesinin karşıt anlamlısıdır. Eğer bir kişi bu tanımlamaya girmişse ona karşı tüm örgüt ortak bir tavır takınır. Bilenler bilmeyenlere bu bilgiyi(tanımlamayı) derhal iletirler. Örgüt, bu yaftayı yapıştırdığı insanlarla en hafifinden ilişkisini keser, ilerisinde ise akla hayale gelmedik yöntemlerle o kişiyi tüketmeye, bitirmeye, silmeye çalışır. Tabirin eş anlamlıları; komünist, kom gibi kelimelerdir.

Esnaf Ağabey: Okumayan, daha çok küçük ya da orta ölçekteki işyeri sahibi sohbetlere devam eden kişi.

Mütevelli Ağabey: Esnaf Ağabey’in istişarelere katılmaya hak kazanmış ve sorumluluk yüklenmiş, bu anlamda “işi bilen” sınıfına yükselmiş hali. Para ve her türlü maddi-manevi desteğini esirgemeyecek hale getirilmiş insan.

Gazete: Zaman Gazetesi. Örgütün temel yayın organı. Tirajının cemaat içinde ayrı bir önemi vardır.

Sızıntı: Dergi faaliyetlerinin en önemli sac ayağı. İsteyen istemeyen, abone olan olmayan, herkese ama herkese ulaştırılması istenir. Yılbaşına yakın abonelik koçanları gelir. Herkesin sayısı bazen binlere varabilecek şekilde abone kazandırması beklenir.

İmam: Faaliyetlerden sorumlu kişi. Yetki alanı bir üstü tarafından belirlenmiş yürütme işinin temel birimi. Her evden sorumlu olan kişi bir “ev imamı”dır. Yine her “semt”den, her “bölge”den, her büyük bölgeden, her okuldan, her devlet dairesinden, her istişareden, her sohbetten sorumlu olan bir “imam” mutlaka vardır.

Kolejler: Fethullahçı özel okullardır. Cemaat içindeki insanlardan çocuklarını buralara göndermeleri özellikle istenir. Hatta okulların tanıtım faaliyetlerine katılmaları beklenir. Bu okullardan “bazıları”: Nilüfer, Fatih, Samanyolu, Yamanlar ve Serhat kolejleridir.

Müceddit: Peygamberden sonra her asırda geldiğine inanılan din âlimi. Said Nursi’nin mücedditliği tartışılmaz bir hakikat olarak evlere gelenlere anlatılır. Fethullah Gülen’in de böyle olduğu da bazen gizli, bazen de açıkça vurgulanır.

Hidayet: Fethullahçılığa erenlere, durumu kabul edip itaat edenlere yakıştırılan, anlamına bu yönde özel bir anlam yüklenmiş bir sıfattır. Bu özel yüklenen anlam, gerçek anlamının ötesinde psikolojik olarak kalıntı bırakma ve çağrışım yoluyla kafaların elde edilmesinde kullanılır. Bir kişiden nefret bile edilse “Allah hidayete erdirsin” denilerek bilinçli ve son derece ince bir hesap güdülerek bir anlamda ilk tohumlar atılır. Bu, insanların düşmandansa en azından sempatizan ya da etkisiz eleman olarak kalmalarına da bir kapı açmaktır.

İrtibat: Dar anlamıyla Fethullahçı olan herkesin düzenli olarak birbiri ile irtibatta olması beklenir. Sohbetler, istişareler, maçlar, geziler hep bu amaçladır. Ağabeyler ve ablalar ilgilendikleri kişilerin evlerine, iş yerlerine sık olmasa da ziyaretler gerçekleştirirler. Telefon açmalar, kısa mesajlar, e-mailler ile hep hatırda tutuldukları vurgulanır. Bu anlamda örgüt kişileri çok zor gözden çıkarır. Hele o kişi örgütün ilerlemesi için gerekli olan para, maddi- manevi güç, başarı gibi vasıflara haiz ise irtibat asla koparılmak istenmez. Bu kelimenin geniş anlamı da herkesle olan münasebetleri işaret eder. Herkesle bir gün faydalanmak gerekçesiyle iyi ilişkiler kurulur.

Şer Odakları: Bunların en başında Türk Silahlı Kuvvetleri gelir. Daha sonra o günün şartlarına göre Fethullahçılıkla uğraşan gerçek ve tüzel kişilerin tamamı bu sınıflamaya girer. Tabirin eş anlamlıları “solcu, komünist” ve duruma göre de “ateist”dir. Kamuoyunda da “bizimle komünistler uğraşır ancak” diye toplu şartlandırmalar yapılır.

Beton Kemal: Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya takılan adlardan biri. Diğerleri de “Musti, Kefere, Deccal, Öküz Aleyhisselam, Öküz Kemal, Kemal Ağa”dır.

İlim: Bilinen manadaki bilimden farklıdır. İnsanı Allah’ı bilmeye, tanımaya götüren pozitivist olmayan bilgidir. Fethullahçılara göre bilim yanılır ama ilim asla yanılmaz.

Maklube: Fethullahçıların özel yemeği. Tencerede pişirilir. Katmanlar halinde pirinç pilavı, patates ve et ile yapılıp tencerenin bir tepsiye ters çevrilmesiyle devam edilir. Ortasında bu yemek bulunan tepsinin kenarlarına doğru, ışınsal şekilde yoğurt ve salata eklenip tekrarlanarak servis edilir. Yemeğin içine konan 2 ya da 3 adet nohut tanesinin kime çıktığına bakılarak “Güllüoğlu”ndan tatlı ısmarlaması beklenir. Anlaşılacağı gibi kaynaştırıcı ve paylaşımı ön plana çıkaran bir nevi merasimdir.

Himmet: Toplu para toplama merasimi. Genellikle ABD’den gelen ve ayağının tozuyla sohbet veren bir “önemli abi”nin vaizliğinde gerçekleşen “dokunaklı ve gözyaşı yüklü” bir sohbet sonrası katılımcılardan herhangi bir makbuz, belge karşılığı olmaksızın para toplandığı törenvari toplantılar. Bu toplantılarda gelecek dönemde verilecek paraların da sözü alınır.

TÖV: Örgütün yayınevlerinden birinin adıdır. “TÖV’den okumak ya da TÖV okumak” diye bahsedilen ise Fethullah Gülen’in kitaplarını okumaktır.

Gönül Eri: Fethullah Gülen’in “ağabey” tanımıdır. “Muhabbet fedaisi, kalp insanı, hizmet eri, ışık eri, ışık süvarisi” gibi başka tanımlamaları da hep bu kişileri işaret eder.

Altın Nesil: Fethullah Gülen’in tasvirlerinde “bir eli Kuran’da, bir eli bilgisayarda olan” diye de bahsettiği, kendisinin izinde yürüyen ağabeyler-ablalar topluluğu. Diğer adı “Beklenen Nesil”dir.

Başyüceler: Fethullah Gülen’in “en iyi gönül eri” tanımına girenler.

Talihsiz Dönem: Fethullah Gülen’in Cumhuriyet Türkiye’sine taktığı isimlerden biridir. Diğerlerini de “karanlık ya da upuzun hicranlı dönem” diye kitaplarında bol bol kullanır.

Karşı Cephe: Fethullah Gülen’in önceleri laik kesim için kullandığı, şimdilerde kendisine karşı olan herkesi dâhil ettiği insanlardır. Sık sık aynı anlamlı olarak “hasım cephe” tanımını da kullanır.

Karşı Cepheye Aksiyoner Tavır Almamak: Bu cümle çok önemlidir. Çünkü Fethullah Gülen’in burada 1950'li yıllara atıfta bulunarak Said-i Nursi'yi “karşı cepheye aksiyoner tavır almamak” gerekçesiyle üstü kapalı eleştirir. “...50'li yıllardan bu yana tam 40–45 yıl geçmiştir. O dönemde, 10 yaşında olanlar, şayet mevsimi geldiğinde üniversite okusalardı, şimdi zirvelerde ya da zirveleri zorlayan konumlarda olacaklardı. 20 yaşında olanlar 60–65 yaşında olacaklardı ki bu da onların başbakanlar, reis-i cumhurlar seviyesinde en olgun dönemlerini yaşıyor olmaları demekti” ifadesi ile devleti diğer önemli mevkileriyle en üst düzeyde ele geçirmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.

Maarif: Fethullah Gülen’in çok önem verdiği Milli Eğitim Teşkilatı. Fethullah Gülen burayı ele geçirilmesi ve elde tutulması çok önemli kalelerden biri olarak sayar.

Mabede Giden Yolların Kapatıldığı Zaman Dilimi: Fethullah Gülen’in Atatürk ve İsmet İnönü dönemini kastettiği zaman aralığı.

Makam Ve Mevki: Fethullah Gülen’in başta devlet kademeleri olmak üzere öncelikli hedefidir. Bu bir ilk hedeftir. Tamamı tüm devleti, tüm kurumları, tüm dış devletleri ve dünyayı ele geçirmektir. Buna göre; makamlar öncelikli, kişiler ikinci plandadır. Bu nedenle kişiler makamlara tercih edilmekte ve gerekirse ya da herhangi bir nedenle güç durumda kalındığında kişiler feda edilerek yerlerine hazır tutulan kendilerinden olan kişilerin getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Mümkün olmaması halinde mevcut bürokrat ya da siyasetçilere hoş görünmek suretiyle kendi tabirleriyle 'Kullanabildiğin sürece ya da sana zarar vermeyecekse istifade et' taktiği ile yönetim kademelerini kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar.

Kandan İrinden Deryaları Geçmek: Fethullah Gülen’in yazılarında ve vaazlarında sık sık kullandığı bu tabir adeta bir slogandır. Tam cümle şudur “Hizmet insanı gönül verdiği dava uğrunda; kandan, irinden dar yolları, deryaları geçip gitmeye azimli ve kararlı; varıp hedefine ulaştığında da sahibine verecek kadar olgun ve yüce yaratıcıya edepli ve saygılı, muvaffakiyetinden ötürü alkışlayacağı kimseleri de putlaştırmayacaktır”. Görüldüğü gibi hem mücadelenin tarzını anlatmakta, hem de lidere tabi olmak suretiyle ondan “irşad” ve emir beklemeyi telkin ettiği açıkça ortadadır.

İrşad: Adam kafalamanın, ilgilenmenin en kibar ve akademik söylemidir. Burada da sözcüğe asıl anlamının üstünde özel bir anlam yüklenmiştir. Kastedilen “irşad” şahısların Fethullahçılık yoluna yöneltilmeleridir.

Tebliğ: İrşad gibi anlamına ek bir anlam yükleyerek kullanılan bir diğer tabirdir. Burada da ek anlam gerçek anlamın ötesindedir. Yani kastedilen Fethullah Gülen’in mesajının duyurulmasıdır. Bu anlamda insanları Fethullahçılığa davettir.

Tesbihat: Vakit namazlarından sonra toplu olarak yapılan zikir ve dualardır. Cemaat içinde bunları ezbere bilmenin ayrı bir yeri vardır. Şakirtlikte ilerleyenlerin bunu ezbere bilmesi beklenir.

Şefkat Tokadı: Fethullahçı yapılanma içinde verilecek her türlü tavizin önüne geçmek için kullanılır. Buna göre Fethullahçılık faaliyetlerinde her türlü ihmal, verilen görevi savsaklama, başkaldırma durumlarında Allah uyarı olsun diye kulunu geçici bir süreliğine cezalandırır. Kişiden de bu mesajı alması ve haline çekidüzen vermesi beklenir. Fethullah Gülen bu durumu "Kutlu Nebi’nin davasına gönül vermiş zamanımızdaki hakikat yolcuları için de şefkat tokatları her zaman söz konusudur. Zamanımızda ise bu kudsî hamûleyi üzerine alanlar, bu nimetin şuurunda olarak, insanlık adına yaptıkları vazifelerinde ülfet, ünsiyet ve ihmale katiyen yer vermemelidirler. Aksi takdirde şefkat tokatlarının gelmesi kaçınılmaz olur." şeklinde anlatır.

Allah Nurunu Tamamlayacaktır: Cümle bir Ayet-i Kerime'den alıntıdır(Saf 61/8). Tam şekli “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isterler. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” halindedir. Fethullah Örgütlenmesi morali bozulan elemanlarına ümit aşılamak ve davalarının ne kadar hak bir yol olduğunu anlatmak için sık sık bu ifadeyi telkin eder. Burada amaç "Siz Fethullahçılığa devam edin, gerisini merak etmeyin." fikrini zihinlere yerleştirmektir.

Teheccüd: Gece uykudan kalkılarak kılınan namazdır. Bu konu ayrı bir önem arz eder. Evlerde bir gün bile kalınsa “teheccüd”e kalkılması misafirlerden çoğu zaman beklenen bir şeydir. Evlerde her gün kalkılmamasına rağmen, misafir olarak kalındığında çoğu zaman gece ibadetine kaldırılırsınız.

Kavmiyet Fikri: Bu deyiş kapalı olarak Türk milliyetçiliğini işaret eder. Milliyetçiliğin her türlüsü, ki buna Atatürk ilkelerinden biri olanı da dâhildir, nefretle karşılanır. Mücadele edilmesi gereken temel fikirlerden biri olarak telakki edilir. Ama gerektiğinde en öde giden milliyetçiler de yine Fethullahçılar olur. Fethullah Gülen bir anda karşımıza bayrağımızı dünyanın dört bir yanında dalgalandıran, Türkçenin tüm dünyada konuşulmasını sağlayan, Türkiye ve Türklük için ömrünü feda etmeye hazır, ölse bile bu topraklara gömülmek isteyen milli ve ulusalcı bir şahsiyet olarak çıkar.

Hicret: Fethullah Gülen’in yeni anlam yüklediği kavramlardan biri daha. Kavram Fethullah Gülen’in Amerika’ya gidişinden sonra çıkarılmıştır. Dinin Türkiye sınırları içinde rahatça yaşanamadığı, yayılamadığı bu sebeple başta Amerika olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmek gerektiği mesajına dayanır. Gidilen ülkelerde çevreye karşı nasıl tavır alınacağı, neler yapılacağı, hepsi önceden kararlaştırılmıştır.

Amerika: Fethullah Gülen’e bağrını açmış bu toprakların örgüt içinde başka ve özel bir anlamı vardır. Fethullah Gülen’in “buralara gelin” çağrısıyla adeta ABD’ye gitmek en kutsal yerlere gitmek kadar önemlidir. Zaman gazetesinde, 4 Eylül 1997 tarihinde “İnanmış bir insanin Batı karşısında, Batı’yla entegrasyon karşısında, Amerika'yla entegrasyon karşısında olması katiyen düşünülemez” şeklinde batı dünyasına nasıl tavır alınması gerektiği konusundaki söylemini tamamlayan şu sözleri de niyet belirtmesi açısından oldukça açıklayıcıdır “Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, Amerika ile çatıştığınız surece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz”. Ayrıca Fethullah Gülen’in “Dünya Gemisinin kaptanı” olarak nitelediği ABD’yle asla ters düşülmemesi gerektiğini de sık sık vurgular.

Hoşgörü-Diyalog-Huzur İklimi: Bu tabirler Fethullah Gülen’in örgütü dışarıya tanıtmak için kullandığı ve kullanılmasını istediği bir nevi ambalaj laflardır. Bu aynı zamanda örgütün çoğu kuruluşunda sloganlaşmış, amblemleşmiş bir felsefenin de çekirdeğini oluşturur. Bu felsefe diğer insanları mümkün olduğunca ürkütmemek, düşman kazanmamaktan başlayıp insanlardan cemaat için kazanılacak en üst faydalara kadar giden yolu gösterir. Örgütün temel savunma mekanizması ılımlı İslam üzerinde durur. Örgüt kendini “Türkiye’nin adını duyuran, çocukları ve gençleri uyuşturucu, alkol gibi kötü alışkanlıklara düşmekten kurtaran, insanlara Allah sevgisi, iman aşılayan, radikal Müslümanlığın alternatifi” olarak tanıtmaktadır. Örgüt kendini asla “örgüt, tarikat, Fethullahçı” olarak tanıtmaz. Bir “gönüllüler hareketi, Asrın Dertli İnsanı’nın tavsiyelerini dinleyen yüce mefkûre insanları, Hocaefendi’nin irşadıyla hareket eden yüksek kametler” gibi tanımlamalar yapar. Tanımlardan da anlaşılacağı gibi bu izahların da hepsi Fethullah Gülen’e aittir.

Bazı Özel Kitaplar Ve İşlevleri:

Kendini Arayan Adam(Halit Ertuğrul): Genellikle mütedeyyin olan ve Fethullahçılığa girmesi muhtemel herkese dağıtılan bir “ilk kitaptır”.

Düşün, Anla Ve Ağla(Vehbi Yıldız): “İkinci seviye” bir kitaptır. İlki kadar muteber değildir. İlkinden sonra gelen tepkiye bağlı olarak kitap yelpazesi de çeşitlenir.

Öğretmenin Not Defteri: Genelde ortaokul öğrencilerine yönelik bir ilk kitaptır.

Küçük Sözler(Said Nursi): Risale okumalarına başlangıç kitabıdır.

Gençlik Rehberi(Said Nursi): İkinci okunacak risaledir ve daha çok 25 yaş altına hitab eder.

İrşad Ekseni(Vehbi Yıldız): Adam kafalamanın tüm kurallarının ve yöntemlerinin sistematik biçimde anlatıldığı profesyonelleşmiş şakirt kitabıdır.

Küçük Dünyam(Latif Erdoğan): Fethullah Gülen’in Latif Erdoğan’a yazdırdığı ve AD yayıncılıktan bastırdığı kitaptır. Kitabın özelliği Fethullahçıların yurtlarda, evlerde, üniversiteye hazırlık dershanelerinde bu kitapla imtihan edilmeleridir. Düzenlenen yarışmada “ilgili abi” yarışma sonucunda kazanana küçük bir hediye de verir.

Fethullah Gülen Kitapları: Ne kadar okunsa az gelen temel eserlerdir. Fethullah Gülen’in kendisinin bile “Asrın Getirdiği Tereddütler” serisini 98 kere okuduğu söylenir.

F. Gülen Hakkında Yazılan Kitaplar: Bunlar genellikle koliler halinde, hatta tonlarla ifade edilecek şekilde evlere gelir ve parasız olarak dağıtılması istenir. Bunlar o kadar çoktur ki dağıtılsa bile yine onlarca belki yüzlerce elde kalır. Tamamın farklı insanlara dağıtılması seneleri alır.
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!

çelik kapı çeyiz

Kullanıcı avatarı
moments
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 5033
Kayıt: 14 Ağu 2008, 19:14
Konum: Almanya
İletişim:

Re: FETHULLAH ŞİFRELERİ

Mesaj gönderen moments » 19 Kas 2008, 19:32

FETULLAHÇI İSTİHBARATÇILARIN OPERASYON ÖRNEKLERİ

Dr. Necip Hablemitoğlu


Farklı istihbarat birimlerine sızmış olan fetullahçılar, öncelikle "hasım"larını izlemekte, atacakları her adımı önceden saptamak suretiyle önlem almak yoluna gitmektedirler. Devletin gücünü, devlet savunucularına karşı kullanma aşamasına gelmiş olan fetullahçıların, operasyonel anlamda kayda değer başarıları mevcuttur. Operasyonlarında, amaca ulaşmada her yolu mübah sayan ve her türlü sınır tanımaz fırsatçılık, ahlaksızlık, takiyye unsurlarını içeren bir konsept çerçevesinde hareket eden fetullahçı istihbaratçıların kullandıkları yöntemler şöyledir: ...

Telefon dinleme, tehdit, sahte belge üretimi ve montaj, çarpıtılmış bilgiye yönelik kampanyalar, hırsızlık, kundakçılık, şantaj amaçlı kadın pazarlama ve görüntü kaydı, her türlü illegal kayıt kullanımı(böcek, gizli kamera vb.), rüşvet, gasp, darp, bilgisayar sahtekarlıkları, ev ve işyeri kurşunlama, emniyeti suistimal, "hakim kiralama" ve diğerleri...

Fetullahçı organizasyonu, Türkiye'nin en büyük sivil istihbarat örgütü ve arşivini oluşturma yolunda girişimlerini sürdürmektedir. Kendi organizasyonları açısından potansiyel risk taşıyan politikacılar, gazeteciler, TSK komuta kademesindeki yer alan hedef subaylar, bürokratlar, öğretim üyeleri vd. hakkında "yerler bir" etmeye yönelik ya da en hafifinden "şantaj" değeri taşıyan ses ve görüntü kasetlerinin, her türlü ailevi-yakın çevre ve de kişisel istihbari bir merkezde toplanmakta olduğuna ilişkin duyumlar gelmektedir. Türk yasalarına göre böyle bir oluşum, girişim aşamasında olsa bile ağır suçtur. Bu duyumların doğruluğunun araştırılması, Türk istihbarat birimlerinin deneyim ve yeteneği dikkate alındığında hiç de zor değildir.

Ne var ki, aradan geçen bunca süre içinde, bu yasadışı organizasyonu dağıtmaya yönelik kayda değer resmi soruşturmanın açılmamış olmasının, devlet içindeki ilgili birimlere sızmış fetullahçı kadroların gücü ile doğrudan ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu güç, yasadışı yapılanmaya örtülü bir "dokunulmazlık" kazandırırken, hasımlarını da "çok yönlü" etkisizleştirmeye yaramaktadır. Bir başka ifadeyle, sahip oldukları yasal güç, fetullahçı istihbaratçıların, istihbarat birimlerinin dışında, başta üniversiteler, sivil toplum örgütleri olmak üzere hemen her yerde, cemaatlerinin çıkarları doğrultusunda operasyon yürütmelerini sağlamaktadır.
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!

çelik kapı çeyiz

Kullanıcı avatarı
moments
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 5033
Kayıt: 14 Ağu 2008, 19:14
Konum: Almanya
İletişim:

Re: FETHULLAH ŞİFRELERİ

Mesaj gönderen moments » 19 Kas 2008, 19:32

Can Dündar'ın "Neden" adlı programında konu aldığı tarikat-cemaat-siyaset bahsinden sonra internetteki köşesine gelen bir yorum:


1. Tarikat ve cemaatler tartışılırken, küçüklü büyüklü tüm oluşumlar konuya dâhil edilirken neden Fethullah Gülen Örgütü'nden "ısrarla" kaçınılır?

2. Fethullah Gülen Örgütü'nün emniyet içindeki birimleri ele geçirdiğini Sayın Cumhurbaşkanımız bile kamuoyu ile defalarca paylaşmışken sizin ve diğer medya kuruluşlarının bu örgüte bu kadar “temkinli” yaklaşmanızın sebebi nedir?

3. Fethullah Gülen Örgütü'nün mal varlığı hakkında bir bilginiz var mı?

4. Fethullah Gülen Örgütü'nün devlet içindeki örgütlenmesi hakkında bir bilginiz var mı?

5. Fethullah Gülen Örgütü'nün örgütlenme pratiği açısından ne derece profesyonel olduğu hakkında bir bilginiz var mı?

6. Fethullah Gülen Örgütü'nün kaç kişi olduğu hakkında bir bilginiz var mı?

7. Tarikat ve cemaat deyince sarıklı ve cüppeli kişiler dışında başka kimler bu tanımlamalara girer?

8. Türkiye’nin tarikat haritası diye tanımlayabileceğimiz tarikatların nüfuz ettiği şehirler nereleridir? Fethullah Gülen Örgütü'nün faaliyet alanı bunların içinde nasıl bir yere sahiptir?

9. Fethullah Gülen Örgütü'nü bugüne kadar hangi siyasi partiler desteklemiştir?

10. Silahlı terör örgütleri ve silahsız suç örgütleri arasında Türkiye için tehdit oluşturması bakımından ne gibi farklar vardır?

11. Fethullah Gülen Örgütü'nün başı olan ve halen “sağlık sorunları sebebiyle” ABD’de bulunan “Hocaefendi” örgütün içindeki müritlerinin nelerine kadar bizzat karışmaktadır?

12. Nurettin Veren kimdir ve neden bu güne kadar programınıza katılmamıştır?

13. Vatikan ve Fethullah Gülen Örgütü münasebetleri hangi düzeydedir?

14. ABD’nin Büyük Ortadoğu, Ilımlı İslam, Dinler Arası Diyalog gibi pek çok adı herkesçe bilinen ve bilinmeyen (Kafkaslar Projeleri gibi) faaliyetleri ile hangi tarikat ve cemaatlerin ilişkisi vardır?

15. Fethullah Gülen Örgütü'nü Said Nursi’nin kurduğu nurculuk akımın içinde nereye koyabiliriz?



Can Dündar'ın cevabı:


Nurettin Veren diğer 14 sorunuzu cevaplayabilecek kişidir.Nette arama yaptığınızda hakkında olumlu olumsuz fazlasıyla bilgi bulursunuz

http://www.nurettinveren.net/modules/news/



Bir başka yorum:


Fethullah Gülen ya da kendisinin uydurduğu ismiyle M. Fethullah Gülen bugün “ağababası” olan ABD’de ikamet etmektedir. Misyonu çok özeldir lakin vazgeçilmez değildir. Ağababası, bu “okyanusun diğer tarafındaki cenap hazretlerinin” faaliyetleri ve gerçek amacı deşifre edilince mutlaka yerine yenisini koyacaktır.


Türkiye’de sendikal olmayan, sivil toplum hareketi olmayan aynı şekilde parti, tarikat, devlet olmayan bir hareketi vardır. Aslında “yok”tur ama bir kanser tümörü gibi her yanı sarmıştır ve olabildiğince “var”dır. Müritleri doğacak çocuklarının isimlerine kadar “Hoca Efendi”lerine sorarak hareket ederler. Aşırı teslimiyetçidirler. Okulları Dünya’nın en canlı ABD casus kaynaklarıdır. Rusya’dan ve diğer Türki Cumhuriyetlerden hızla uzaklaştırılmalarının sebebi okullarda İngilizce öğretmeni adı altında faaliyet gösteren bu ajanlardır. Yeşil kuşaktan sonra ABD’nin tanımıyla ortaya çıkan Terörist Müslüman-Ilımlı Müslüman kutuplaşmasının ılımlılık tarafındaki rolünü üstlenmiştir. Himmet adını verdikleri para toplama merasimlerinde “azat kabul etmez köleleri” milyarları tek gecede toplamaktadır. Bank Asya’ya dönüştürülen özel finans kurumu bu paraları aklama vazifesini üstlenmiştir.

Hoca Efendi hazretlerininki bir din yorumundan çok yeni bir din tanımıdır. Bu sebeple 1998 yılında yeni bir Kuran bastırmıştır. 800 bin basılan bu yeni “kitap” her sayfasında açıklama adı altında içine serpiştirilmiş 498 adet İncil ve Tevrat alıntısıyla göz doldurmaktadır... Rakamlardan söz açılmışken; 94 ülkede 730 okulu vardır her sene 900 bin kişi değişik adlarla Türkiye’nin her yanında faaliyet gösteren üniversite hazırlık kurslarına gitmektedir. Oks hazırlık kursları bu rakamlardan hariçtir. Gazetelerini hemen hemen her ülkede, o ülkenin dilinde basılı şekilde bulabilirsiniz. Ayrıca dergiler, radyolar, televizyonlar, üniversiteler, vakıflar, ışık evleri vs. her şeyleri vardır. Öyle ki savcıları, kaymakamları, valileri, emniyet müdürleri, öğretmenleri, doktorları, istihbaratçıları(ki bu konuya doymak bilmeyen bir iştahla yanaşmaktadır),askerleri, milletvekilleri, bakanları vardır. Ayrıca buraya ne kadar yazsak azdır.

Sonuçta bu bir karşı devrim hareketidir. Postalsız, üniformasız işgaldir. Kültürel-moral gücünün denetimi ve yıkımıdır. Çok büyük bir ekonomik güç din gücü ile birleşmiştir. Vitrin başka, mutfak başkadır demek isterdim ama artık pişirdiklerini sergilemekten çekineceği ortam ortadan kalktığı için her şey ayan beyan ortadadır.
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!

çelik kapı çeyiz

Kullanıcı avatarı
moments
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 5033
Kayıt: 14 Ağu 2008, 19:14
Konum: Almanya
İletişim:

Re: FETHULLAH ŞİFRELERİ

Mesaj gönderen moments » 19 Kas 2008, 19:33

Fethullahçı Polis Belgeleri

Genelkurmay Askeri Savcılığı, Atabeyler Operasyonu'na ilişkin soruşturmada ''görevsizlik'' kararı verdi. Belgeleri basına sızdıran kişilerin ''polis'' olduğunu saptayan savcılık, Ankara'da Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli ve aralarında amirlerin de bulunduğu 6 polisin sicil numarasının yer aldığı dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderecek.


AKP döneminde görevden alınan üst düzey bir polis yetkilisi soruşturma dosyasını değerlendirirken, emniyetteki Fethullahçı yapılanmaya dikkat çekti. Bu olayda ''TSK'nin emniyet içindeki bu yapılanma tarafından yıpratılmak istendiğini'' söyleyen eski polis yetkilisi, dosyada polislerin sicil numarasına dek yer almasını ''askerin net tavrı'' olarak niteledi.

Genelkurmay Askeri Savcılığı, Atabeyler Operasyonu'nda ele geçen belgeleri basına sızdıran kişilerin asker olduğu yönündeki kuşkular üzerine başlattığı soruşturmada ''görevsizlik'' kararı verdi. Belgeleri basına sızdıran kişilerin ''asker'' değil ''polis'' olduğunu saptayan Askeri Savcılık, soruşturmanın boyutunu değiştirecek dosyayı bu hafta içerisinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderecek. AKP döneminde görevden alınan üst düzey bir polis yetkilisi bir kez daha askerle emniyeti karşı karşıya getirecek soruşturma dosyasını değerlendirirken, emniyetteki Fethullahçı yapılanmaya dikkat çekti. Eski polis yetkilisi bu olayda ''TSK'nin emniyet içindeki bu yapılanma tarafından yıpratılmak istendiğini'' söyledi.

Gazetelerde ''Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratma çabası'' olarak değerlendirilen haberleri manipülasyon olarak niteleyen Polis Akademisi Dekan Yardımcısı Önder Aytaç 'ın o dönemdeki açıklamalarını anımsatan eski emniyet yetkilisi, Önder Aytaç'ın kamuoyunda Fethullahçı kimliğiyle tanınan ve Nurculuktan yargılanan Aysal Aytaç 'ın oğlu olduğuna dikkat çekti. Eski yetkili, bu noktada asıl önemli olanın ''emniyet içindeki bu yapılanmanın ortaya çıkartılması'' olduğu görüşünü savundu. Eski emniyet yetkilisi soruşturma dosyasında polislerin sicil numarasına dek yer almasını da ''askerin net tavrı'' olarak niteledi.

Genelkurmay Askeri Başsavcılığı'nın, Atabeyler Operasyonu kapsamında ele geçirilen belgeleri basına sızdıran kişileri ''polis'' olarak tespit etmesi Ankara'daki soruşturmanın boyutunu değiştiriyor.

Anımsanacağı gibi aralarında bazı askerlerin de bulunduğu ''Atabeyler Çetesi'' operasyonu sürerken, sanıkların ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda krokiler ele geçirilmişti.

Operasyon kapsamında ele geçen bu belgeler henüz savcılığın eline geçmeden, Genelkurmay Başkanlığı ana nizamiyesi önünde bir kişi tarafından üç basın mensubuna servis edilmişti.

Genelkurmay Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nün karşı karşıya getiren bu olay üzerine Askeri Savcılık soruşturma başlatmıştı.

Soruşturmayı tamamlayan Askeri Savcılık'ın görevsizlik kararı aldığı dosyada Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli ve aralarında amirlerinde bulunduğu 6 polisin sicil numarasıyla, gazetecilerin isimlerine yer verdiği öğrenildi.

Cumhuriyet
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!

çelik kapı çeyiz

Kullanıcı avatarı
moments
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 5033
Kayıt: 14 Ağu 2008, 19:14
Konum: Almanya
İletişim:

Re: FETHULLAH ŞİFRELERİ

Mesaj gönderen moments » 19 Kas 2008, 19:33

EMNİYETTEKİ FETHULLAHÇI YAPILANMA

Elazığ Emniyet Müdürlüğü'nün yaptığı operasyonda, Fethullah Gülen cemaatinin emniyetteki yapılanmasıyla ilgili çok önemli bilgi ve doküman ele geçirildi.

Ele geçirilen dokümanda, 4 ilde görev yapan rütbeli emniyet mensuplarının isim isim sıralanarak yapılanmadaki rollerine göre şifreli kodlara yer verildiği belirlendi. Bu isimlerin yanında, ''Bizden, Zararsız, Ehli dünya, Zararlı'' gibi notlar da çıkarılırken, cemaate yakın kişilerin yapılanma içinde nasıl hareket etmeleri gerektiği, mali ilişkiler, personel politikası gibi ayrıntıların yer aldığı el notlarının da bulunduğu tespit edildi...


Elazığ Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Sivrice Merkez Cami avlusunda şüpheli bir çanta buldular. Çantayı açan görevliler, yaptıkları aramada, emniyet mensuplarının yer aldığı bir liste ile el yazısı bazı notlar ele geçirdiler.

Çantanın sahibi olduğu belirlenen, Malatya'da bir dershanede öğretmenlik yapan Ahmet Şahinalp bunun üzerine gözaltına alındı. Elazığ TEM Şubesi'nde sorgulanan Şahinalp, dokümanın çantasına başkaları tarafından yerleştirildiğini iddia etti.

Mahkemeye çıkarılan Şahinalp tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı.

Elazığ Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, çıkan notları ve emniyet personeli listesinin yer aldığı bilgisayar dökümünü inceleyerek, bunun emniyet içerisinde ''Fethullahçı'' olarak adlandırılan grubun yapılanmasıyla ilgili olduğunu saptadılar.

Ele geçirilen doküman ve notlar özel bir kurye ile Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderildi. Doküman, İstihbarat ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'nda incelemeye alındı. El yazması notlar ayrıca kriminal polis laboratuvarı tarafından da incelenmeye başlandı.

LİSTE KABARIK

Polisin ele geçirdiği doküman arasında Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Malatya illerinde görev yapan 144 komiser yardımcısı, komiser, başkomiser, emniyet amiri rütbesindeki emniyet mensubunun listesi yer alıyor. Devresi, sicili, adı, soyadı, görev yeri tek tek sıralanan listenin sonunda ''BL'' ve ''Açıklama'' diye iki hane daha bulunduğu ve bu bölümlerin personelin Fethullahçı yapılanmadaki yerini gösterdiği belirtiliyor. Şifrelenmiş bölümlerde isim hanelerinin karşısına 1'den 5'e kadar rakam konulurken ''BL'' hanesi ''HL, KM, SLÇ, SLM, TR, AH, AKF, FT, CN, SD'' gibi harflerle kodlar bulunuyor. Bazı isimlerin karşısına ise ''Ehli dünya fırsat bulursa zarar verir'', ''Bizi biliyor'', ''Zararsız'', ''Müntesip'', Aleyhte çalışır, Süryani olabilir'' ''Bizden diye istenildi'' gibi el yazısı ile notlar yer alıyor.

11 SAYFALIK AJANDA

''Fethullah cemaati''nin emniyetteki ilişkilerini ortaya koyan 11 sayfalık ajanda notunda ise isimler, telefon numaraları, talimatlar, para miktarları, aile içi ilişkiler, gizlilik prensibi, bilgi toplama teknikleri, alternatif açılımları içeren el yazması notlar bulunuyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Değerlendirme Kurulu'nda terfi ettirilmeyen emniyetçi cemaat mensuplarının durumunun sorgulandığı notlarda, ast ve üstlerin birbiriyle tanıştırılması, cemaat hizmetlerinin her ilde olduğu gibi büyük ilçelerde de devreye girmesi gerektiği vurgulanıyor.

Cemaatin emniyetteki sorumlusunun kaleminden çıktığı anlaşılan notlarda isimler tek tek sıralanıyor.

Cemaate mensup olduğu belirtilen Elazığ kadrosundaki Ş.I.'dan, ''Hanımı ile problemli. Hanımı ile görüşmek lazım. İster ..., ister rıza ile kılınmış ise tekrar eda etmeye gerek yok'' diye bahsediliyor.

Çocuklarla ilgili ''Saflandırılmalı'' denilerek, çocukların 6 yaşından itibaren, ''Bizler ve onlar'' diye eğitilerek cemaate kazandırılması isteniyor.

Notlarda bazı kişilerin cep telefonları yer alırken, Olay Yeri İnceleme Şubesi'nde çalışan H.Ö.'den ''ödeme yapmaz'' diye bahsediliyor.

''BAŞÖRTÜLÜ FOTOĞRAFLAR DEĞİŞEBİLİR''

''Sigara içme konusu mevzuu'' diye hatırlatılma yapılan bir bölümde ise televizyon ve evdeki hassasiyet konularının da cemaatte ele alınması hatırlatılıyor.

''Tanıdık bir nüfus müdürü bulunabilir mi?'' diye sorulan ajandada resmi evraklarda başörtüsü bulunanların değiştirilmesi istenirken, örtünme konusunda ''Eşlerin örtü meselesi çok konuşulmadan uygulansın (eşlerine güvenmiyorlar)... Bacıların keyfiyet programını daha yakın takip edelim'' deniliyor.

''Arkadaşlar renk belli etmesin'' denilen başka bir bölümde ise madde madde kurallar konuluyor:

''-Başkalarının renkleriyle boyansınlar...-Alternatif açılımlar yapsınlar, - Alternatif açılımlar eşlerle yapılsın, -Aile içinde İslamı yaşasınlar, -Yurtdışına çıksınlar, buralarda uzun süreli dostluklar kursunlar, -Bayanlar sosyal etkinlikler yapsınlar, - Kadın kolları v.b yerlere gitsinler. (Siyasi olmamalı), -Bayan hizmetleri ile ilgili talepler ve brifing alınmalı, -Gidilen evlerde bayanlarla ilgili bilgiler alınabilir.''

TATİL PROGRAMI, YAZ KAMPLARI

Ajandada ayrıca tatil programının ve yaz kamplarının durumları, yeni gelen personelle ilgilenme, basında çıkan haberlerin takibi, alternatif açılım programı çerçevesinde nelerin yapıldığı, çevrenin takibi, bilgi toplama usul ve teknikleri, CD'lerin çoğaltılması gibi konular tek tek ele alınıyor.

Yurtdışına gidecek cemaat mensuplarının teşvik edilmesi isteniyor. İstihbarat kadrosunda görev yapan personel kastedilerek, iki defa misyon görevine gidenlerin ''birim'' olarak adlandırılan istihbarattan çıkarıldığı hatırlatılıyor. İkinci misyon görev yapacak personel hakkında ''heyetin'' karar vereceği vurgulanarak, ''77. madde olabilir, 94. madde istemiyoruz'' deniliyor. Yurtdışına görevli gidenlerin, gittikleri ülkelerin emniyet teşkilatı ile ''kardeş teşkilat'' ilişkisi kurulması istenilirken, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Kosova'ya gönderdiği nezaret ve cezaevi denetleme görevlileri için mensuplara, ''Gardiyan olarak gidilmemeli'' talimatı veriliyor.

HARCAMALAR, MALİ HESAPLAR

Askere gidenlere bundan böyle 100 dolar para verilmeyeceği belirtilen bir başka bölümde, 1 Eylül tarihi itibariyle mali hesapların yeniden sıkı kontrol edilmesi isteniyor. Bazı dolar ve Türk Lirası ödemelerinin kimlere, nereye, hangi amaçla yapıldığının küçük notlarının da yer aldığı ajandada, bazı eleştiriler ve açılan soruşturmalara yer veriliyor.

Ajanda dışında el notuna yapılan bazı kayıtlarda ise emniyetteki bazı personel hakkında özel bilgiler bulunuyor. H.Ö. adlı müdürle ilgili, ''Sıkıntı oluşturabilir. Palu ilçesine verilsin'', M.S. adlı bir müdürün,''B.'nin merkezde kalması için önayak olsun, sağlık durumu vs., takdim edilsin'' deniliyor.

ATATÜRK'E DİL UZATIYORLAR

Doküman arasında ele geçen bir dosya kağıdında ise el yazısı ile Sebataistliğin tarihi anlatılıyor. Sebataistlerin Osmanlı dönemindeki rolüne değinilirken, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk'e şu yakıştırmalar yapılıyor:

''Şemsi Efendi Mektebi Sebataistlerin ilk okuludur. Şemsi Efendi Atatürk'ün ilk hocasıdır. Şemsi Efendi'ye Sebataist olmayan hiç kimse alınmamıştır. İttihat ve Terakki ilk Selanik'te kurulmuştur. M. Kemal mason localarının yapacağı fonksiyonu CHP ile yapacağından dolayı locaları kapatmıştır.'' Yazının bir bölümünde ise aralarında politikacılar, dışişleri mensupları, gazeteciler, sanatçılar ve rektörlerin yer aldığı liste kaleme alınarak, bunların Sebataist olduğu iddia ediliyor.

BELGELER DGM'YE GÖNDERİLECEK

Emniyet yetkilileri, Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in Fethullah Gülen hakkında ''laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyette bulunduğu iddiasıyla'' dava açtığını ve hakkında 10 yıla kadar hapis cezası istendiğini hatırlatarak, Elazığ'da ele geçen belgenin, açılan davaya ek delil olarak Savcı Yüksel'e gönderileceğini bildirdiler.

YETKİLİLER NE DİYOR?

Elazığ'da ele geçirilen belge ve dokümanın çok önemli olduğunu belirten bir üst düzey yetkili, notların bir emniyet mensubu tarafından hazırlandığını ve bunu sivil olan, ancak cemaatin ''imamı'' olan bir kişiye gönderildiğini, ''imamın'' da bu emniyetçiye cemaatin emniyetteki taleplerini ilettiğinin anlaşıldığını söyledi.

Bu notlardan cemaatin bölgesel çalışmalar yaptığının anlaşıldığını kaydeden yetkili, şunları söyledi:

''Bu belgeler bu gruba yönelik yapılan soruşturmalarda bugüne kadar ele geçenlerin en somutu. Grubun teşkilat içindeki yapılanması, çalışma yöntemleri, ilişkiler ortaya konuluyor. Bu belgelerden faydalanılarak bazı şeyler açığa çıkarılabilir. Ancak bunlar ayrık otu gibi. Her tarafa yayılmışlar. Başka kurumlarda da yoğun olarak varlar. Bu belgelerden çıkışla üzerine kararlı ve devlet politikasıyla gidilirse, her şey ortaya çıkar.'' Aynı yetkili, ilginç bir saptama da yaparak, yüzlerce kişiyi öldüren Hizbullah terör örgütünün hücre evlerinde çıkan notların ele geçen notlarla aynı üslupta olduğunu savundu.

Öte yandan, konuyla ilgili olarak gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan dershane öğretmeni Ahmet Şahinalp'in ortadan kaybolduğu da belirlendi.
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!

çelik kapı çeyiz

Kullanıcı avatarı
moments
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Mesajlar: 5033
Kayıt: 14 Ağu 2008, 19:14
Konum: Almanya
İletişim:

Re: FETHULLAH ŞİFRELERİ

Mesaj gönderen moments » 19 Kas 2008, 19:33

Fethullahçı Polislerin Saklanma Yöntemleri

28 Şubat Kararlarından Sonra Özellikle Parola Sistemini Değiştiren Cemaat, Şu Önlemlere Başvurdu.

1. Evlerde bulunan Risale-i Nur Külliyatları kaldırılacak. Herkes, bu eserleri sivil olan akrabalarının yanına götürecek.

2. Evlerden Hoca Efendi'nin kaleme almış olduğu eserler kaldırılacak. Kur'an-ı Kerim'den başka hiçbir dini kitap kalmayacak.

3. Evlerin giriş kısmına, hatta dış kapı açıldığında görülebilecek yerlere Atatürk'ün fotoğrafları asılacak. Odalarda 10. Yıl Nutku ve İstiklal Marşı duvarlara asılacak.

4. Evlerde görünür kısımlarda, Nutuk gibi kitaplar bulundurulacak.

5. İşyerine giderken Sabah, Milliyet, Cumhuriyet gibi gazeteler alınıp götürülecek ve işyerinde herkesin görebileceği yerlere bu gazeteler konulacak.

6. Zaman gazetesi, Sızıntı ve Aksiyon gibi dergilere başka isimler altında abone olunacak. Dergi ve gazete ücretleri yatırılacak. Fakat genellikle ev adresi verilmeyecek. Bu yayınlar evde bulunmayacak.

7. Telefonlar MİT tarafından dinlendiğinden telefonlarda kesinlikle dini konuşmalar yapılmayacak. Selam verilmeyecek. Hatta hayırlı sabahlar bile denilmeyecek. İyi günler, günaydın türü konuşmalar yapılacak.

8. Telefonda hizmetler hakkında konuşma yapılmayacak. Hiçbir elemanın ismi zikredilmeyecek. Adres verilmeyecek. Sohbet yapılacak evler hakkında konuşulmayacak.

9. Eğer herhangi bir yerde buluşma olacak ise telefonlarda kodlu konuşulacak. Mesela: 'Bu akşam maçı nerede seyrediyoruz?'. 'Bu akşam bizde okey oynayalım mı? Gelirken şu isimleri de çağır' gibi.

10. Cuma namazına 3 hafta üst üste gidilmeyebilir. Bu nedenle birimlerde bulunan elemanlar 3 gruba ayrılacak. Her hafta bir grup gizlice Cuma namazına gidecek. Diğer kalan iki grup birimlerinde kalacak. Birim amirlerinin gözleri önünde bulunarak dikkat çekilmeyecek. Hatta mümkünse Cuma namazı vaktinde Polis Evi'nde birim amirleri de davet edilerek yemekler tertip ediilecek. Kurum içinde bulunan halı sahalarda yine birim amirleriyle maç yapılacak.

11. Kesinlikle hiçbir vakit namazı işyerinde kılınmayacak. Cem edilecek. Yatsı namazında evde topluca kılınacak.

12. Çöp kutularından boş bira kutuları ve içki şişeleri toplanacak. Evdeki çöpler dışarı konduğunda, bu şişe ve kutulardan birkaç tanesi çöpün görünen kısımlarına konacak.

13. İşyerinde kendi cemaatimizden başka bir grubun ya da cemaatin elemanlarının başı derde girdiğinde, kesinlikle yardım edilmeyecek. Hatta görmemezlikten gelinecek.

14. İşyerinde lehimizde ve aleyhimizde cereyan edilecek tüm konular, anında bağlı olunan imama bildirilecek.

15. Önceden hanımlarının başları açık olup, sonradan kapananlar, eşlerinin başlarını açacak. Eşinin başını açan her eleman, eşiyle beraber birim amirlerinin görebileceği yerlere gidecek. Meselâ; polis evine yemeğe veya Bayramda bayramlaşmaya.

16. Önceden hanımlarının başları kapalı olsa dahi, önemli yerlerde çalışanlar mutlaka eşlerinin başını açacak.

17. Akademi, kolej ve polis okulu öğrencileri hafta sonunda dershanelere gönderilmeyecek (Dershane, Hoca Efendi cemaatinin dini evleri). Tüm öğrencilerle pastane ve lokal gibi yerlerde buluşulacak.

18. Tüm akademi, kolej ve polis okulu öğrencileri, mutlaka bilgisayar kursuna gidecek.

19. Kurban bayramlarında hiçbir eleman kurban kesmeyecek. Deri toplama işine girmeyecek. Fakat tam bir kurban parası imama verilecek ve bu para hizmete aktarılacak. Hizmetten bu elemanlara sadece bir but gönderilecek. Böylece deri toplama işi olmayacak. Herkes kurban kesmiş olacak. Çevreye de kurban kesmedik, denecek.

20. İşyerinde ve çevrede laiklik ve Atatürkçülüğü öven konuşmalara iştirak edilecek. Dini öven konuşmaların olduğu gruplardan uzak durulacak.

21. Son alınan duyumlarda MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde çalışan tüm amir sınıfı personelin adreslerini tespit etmiş ve bu amirlerin evlerine giderek bir adres sorma bahanesi ile kapılar çalınıp, hanımlarının kapalı olup olmadığını tespit etmektedir. Bu nedenle evlerde kadınlar başı açık duracak ve kapı çalındığında başlar açık olarak kapılar açılacaktır.
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!

çelik kapı çeyiz

Cevapla

“TARTIŞMA MEYDANI” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 67 misafir