Sual: Din düşmanlarının taktikleri nelerdir? Bunları bilirsek daha dikkatli olabiliriz.
Din düşmanlarının taktikleri CEVAP
Din düşmanlarının [ateist misyoner vesaire] yıllardır yaptığı saldırılar aşağıda maddeler halinde bildirilmektedir. Bazen mezhepsizler de kısmen aynı taktikleri uygulamaktadır. Bunların maksatları Müslümanları kendi uydurdukları hurafelerle uğraştırmak olduğu gibi itikadlarını sarsmaktır. Asıl gizli maksatları ise kendi dinsizliklerini örtbas etmek gündeme bile getirmemektir. Kendi dinsizlikleri bozuk itikadları hiç gündeme bile gelmemektedir. Müslümanlar kendilerini ve mukaddes en son din olan İslamiyet’i hesaba çekmeye çalışan bu din düşmanlarının tuzağına düşmemelidir.
Din düşmanlarının bazı taktikleri:
1- Âlemlerin rabbi Allahü teâlâya inanmıyorlar yaratıcı falan yoktur diyorlar. Evrimle çoğaldık ayıdan maymundan geldik diye insanlığı hazmedemiyorlar. Her şeyi cansız tabiat yapıyor diyorlar.
2- Allahü teâlâya hesap sormaya çalışıyorlar. Niye şöyle yarattı niye böyle yarattı böyle yapması adaletli değil mantıklı değil diye hâşâ Yaratana hesap sormaya çalışıyorlar. Yaratılan Yaratıcısını nasıl ne ile hangi kuvvetle hesaba çekebilir? Bir sivrisineği veya bir buğday tanesini bile yapmaktan aciz olan ahmak insan hâşâ Rabbini nasıl hesaba çekebilir?
3- Dinleri kabul etmiyorlar. Buna rağmen bozuk dinleri İslamiyet’e tercih ediyorlar. Bazı saf Müslümanlar da madem öyle gelin birlik olalım ortak noktalar bulalım diye nefes tüketiyorlar.
4- Âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber için hâşâ postacı idi Kur’anı getirdi vazifesi bitti diyerek peygambersiz din meydana getirmeye çalışıyorlar. “Yalnız Kur’an Kur’andaki din Herkes Kur’andan anladığına uysun” diyerek dini değiştirmeye yozlaştırmaya çalışıyorlar.
5- Bunlar işlerine gelince hadisi delil gösterirler gelmeyince de hepsi uydurma derler. Bunların en bariz hile ve taktiği olmuş bir olayı bozarak Bektaşi gibi bir kısmını alıp diğer kısmını almayarak yarım anlatırlar olayı değiştirerek yarısını alıp yarısını gizleyerek Müslümanların şüpheye düşmesine çalışırlar. Bunları iyi tanıyıp tuzaklarına düşmemeli.
6- Âlimler köprüsünü yıkmak istiyorlar. Çoban da anlar diyorlar da İmam-ı a’zamın İmam-ı Malikin İmam-ı Rabbaninin İmam-ı Gazalinin anladığını kabul etmiyorlar. Hak mezheplere bölücülük diyerek yıkmaya ve herkesi mezhepsiz yapmaya çalışıyorlar.
7- Eshaba olan itimadı sarsarak hadislerin ve Kur'anın doğruluğundan şüphe uyandırıyorlar.
8- Gerçek halife olmadığını onların hilafetinin sahih olduğunu söyleyen binlerce âlimin de gerçek âlim olmadığını dolayısıyla bu âlimlerin sözlerine itimat edilemeyeceği fikrini yaymaya çalışıyorlar.
9- Geri kalışımızı ictihad yapılmayışına bağlamak Kur'an-ı kerimin yalan yanlış şekilde tevil ederek yeni ictihadlar çıkarmak suretiyle dini bozuyorlar.
10- Resulullah Kur'an-ı kerimi açıklamış onun hadis-i şeriflerini de âlimler açıklamıştır. Din düşmanları bunları hiçe sayarak herkesin bizzat Kur'an-ı kerimden kendi anlayışının ölçü alınmasını istiyorlar. Böylece herkese göre farklı din meydana çıkarmaya çalışıyorlar.
Bunları uzatmak mümkün. Müslümanlar bunlara dikkat etmelidir.
Bilenlere sormak
Sual: “Delilini bilmeden bir âlime bir mezhebe tâbi olmak caiz değildir haramdır bâtıldır” diyorlar. Cahil bir kimse delilden ne anlar ki?
CEVAP
M. Hadimi hazretleri buyuruyor ki:
Dindeki dört delil müctehidler içindir. Bizim için delil mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü âyete hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir. Çünkü ayet ve hadis ictihad isteyebilir başka bir ayet veya hadisle değişmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır. (Berika s. 94)
Resulullahın getirdiklerinin hepsine hikmetlerini delillerini anlamasak bile iman ve tasdik etmemiz gerektiği gibi mezhep imamlarımızdan gelen bilgilere de delillerini anlamasak bile iman ve tasdik etmemiz gerekir.
Tabiin Eshab-ı kiramı taklit ederler delillerini hiç sormazlardı. Bilmeyenin bilenden sorması dinin emridir. Bir âyet meali:
(Bilmiyorsanız zikir ehline sorun.) [Nahl 43].
Seferde birinin başına bir taş isabet etti ve başını yaralayıp kemiğini kırdı. Uyurken de ihtilam oldu. Arkadaşlarına (Teyemmüm edebilir miyim?) diye sordu. Onlar da (Hayır su varken teyemmüm olmaz) dediler. O da gusledince öldü. Durumu Resulullaha anlattıklarında buyurdu ki:
(Bilmiyorlarsa sorsaydılar ya; cahilliğin ilâcı sormaktır ona teyemmüm etmek kâfi gelirdi. Yarasına da bir bez parçası koyar üzerine mesheder ve vücudunun öteki kısımlarını da yıkardı.) [Ebu Davud]
Bu hadis-i şerif de yukarıda bildirilen âyet-i kerime de bilenlere sorulmasını onlara tâbi olunmasını emrediyor. Bir âyet meali de şöyledir:
(Bunun hükmünü peygambere ve ülül-emre sorsalardı öğrenirlerdi.) [Nisa 83]
Âyet-i kerimede geçen ülül-emrin âlim demek olduğu tefsirlerde yazılıdır.
Üç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Ülül-emr fıkıh âlimleridir.) [Darimi]
(Âlimlere tâbi olun!) [Deylemi]
(Bilmediklerinizi salih âlimlerden sorup öğrenin!) [Taberani]
Din düşmanlarının taktikleri
Din düşmanlarının taktikleri
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!
çelik kapı çeyiz
çelik kapı çeyiz
Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 13 misafir