
Tarihçe
1908 Otomobilde dinamonun kullanılmaya başlanması ile birlikte elektrikli ampuller de kullanılmaya başlandı Bu ampullerin en kötü yanı aniden ve sıkça bozuluyor olmasıydı
Farda ışığı yola direkt olarak yansıtan parabolic aynalar kullanılıyordu Işığın dağılımı o kadar kötüydü ki, geceleyin karşılaşan iki otomobilden biri durmak zorunda kalıyordu
1917Özel kaplamalı metal reflektör ve yeni ampul soketlerinin kullanılmaya başlanması Bu reflektörlerde daha gelişmiş odaklama ayarları yapılabiliyordu
1919Kısa ve uzun far için ayrı reflektörler kullanılmaya başlandı Bu düzenleme ile birlikte ışığın dağılımı sorunu da kısmen çözülmüş oldu
1925Kısa ve uzun far ışığının aynı reflektörde üretilmesi için yapılan çalışmalar sonuç vermeye başladı Böylece maliyet daha da azaltılabilecekti
1926Stop lambası kullanılmaya başlandı
1931Ön sis farı kullanılmaya başlandı Sis farı özel optik yapısı ile kısa farın aksine yüzeyi aydınlatıyor, ışığın siste geri yansımasını engelleyebiliyordu
1945Asimetrik ışık deseninin kısa farlarda kullanılmaya başlanması ile yolun sağ tarafına daha fazla ışık yansıtılması sağlanarak karşıdan gelen trafiğin üretilen ışıktan rahatsız olması engellendi
1958Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) yayınladığı tüzükler ile üye ülkeler tarafından uyulması gereken otomobil aydınlatmasının tüm standartlarını belirledi
1962Otomobil aydınlatmasında kullanılan ilk halojen ampul olan H1 üretildi
1966Arka sis farı kullanılmaya başlandı
1967H3 ampul üretildi
1971 H4 ampul üretildi
1974 3 stop lambasının gerideki sürücüyü daha iyi uyardığı bir psikolog tarafından keşfedildi
Elektrikli far seviye ayarlama mekanizması kullanılmaya başlandı
1983 Elipsoidal far üretildi
1988 Free form far üretildi
1992 Xenon far ilk defa BMW 7 serisinde uygulandı
H7 ampul üretildi
Ledli 3 stop lambası ilk defa BMW 3 Cabrio'da kullanıldı
1993 Şeffaf ön camlı free form far üretildi
1997 Mavimsi ışık veren ampuller ve Xenon gazı içeren yüksek performanslı halojen ampuller üretildi
1999 H8, H9, H11 ampulleri üretildi
2000 Bi-Xenon far ilk defa Saab 95 serisinde kullanıldı
2001 Merkezi aydınlatma sistemlerinin ilk denemeleri Bu sistemde otomobil içinde merkezi olarak bulunan Xenon ampulünün ışığı fiberoptik kablolarla farlara dağıtılmaktaydı
2002 StATIk ve dinamik dönebilen farların geliştirilmesi Bu sistemde far ışıkları direksiyon pozisyonu ve virajın durumuna göre 15º açı ile yön değiştirebiliyordu
2003 Dönen farlar Avrupa ülkelerinde kullanılmak üzere onay aldı
Ledli park ve gündüz sürüş farı (DRL) ilk defa Audi A8'de kullanıldı
Statik ve dinamik dönebilen far ilk defa Opel Signum'da birlikte kullanıldı
Genel bilgiler
Farlar neden buğulanır ?
Farın yakılması, dış ortam ısısının aniden azalması, motor veya radyatörün ısısının etkisi ve benzeri nedenler farın içindeki ısıyı artırır Isının etkisi ile farın iç yüzeyindeki nem içeri doğru yayılır Farın içindeki havanın nemi doyum noktasına ulaşınca da nem farın soğuk kısımlarında yoğunlaşarak buğuyu oluşturur
Çoğunlukla otomobilin kullanılıp park edilmesinden sonra buğu oluşmasının nedeni bu esnada far içindeki ısının en yüksek değerine ulaşmış olması ve hava dolaşımının olmamasıdır Sağ ve sol farlar bulundukları yerler açısından farklı ısı etkilerine maruz kaldıklarından farklı tepkiler gösterebilirler
Nemin dışarı atılması için farın çeşitli noktalarında havalandırma delikleri bulunmaktadır Buğunun kendiliğinden temizlenmesi pek çok faktöre bağlıdır
-Otomobilin uzun süre farlar tamamen kapalı veya kısa+uzun farlar yakılarak kullanılması veya,
-Otomobilin uzun süre farlar tamamen kapalı park halinde bekletilmesi
buğuyu temizleyebilir
Renk sıcaklığı nedir ?
Renk sıcaklığı ışığın rengidir, ışığın miktarı ile bir ilgisi yoktur Renk sıcaklığı artırıldığında ışıktaki mavinin payı artar, kırmızının payı azalır
Işık miktarı nedir ?
Işık kaynağından tüm yönlere doğru yayılan ve göz hassasiyeti ile değerlendirilebilen ışığın gücüdür
Birim : Lümen (lm)
Far yapısı - Dizayn
Parabolic (desenli camlı) : Otomobil farlarının atası olan bu tip farlar artık kullanılmamaktadır
Ampulün ürettiği ışık parabolic reflektörden ileriye yansıtılır Farın önündeki desenli ön cam ışığı kırarak istenen yönlerde (üst karanlık-alt aydınlık, asimetrik desen) düzgün dağılımını sağlar
Optik mesafe 15-40 mm arasında değişmektedir Bu uzaklık azaldıkça üretilen ışık genişler Far reflektörü ne kadar büyük olursa verdiği ışık ta o kadar fazla olur
İki reflektörlü versiyonda genellikle H7 veya H1, tek reflektörlü versiyonda H4 ampul kullanılarak kısa ve uzun far ışığı elde edilir
Free form (şeffaf camlı) : 1990'lı yılların sonlarından itibaren kullanılmaya başlanan bu tip farlar günümüzde üretilen otomobillerin yaklaşık hepsinde bulunmaktadır
Güçlü bilgisayarlar ve özel optik yazılımları ile reflektör üzerinde optik mesafeden bağımsız onbinlerce farklı yansıma noktası oluşturulur Işığın dağılımı bu yansıma noktalarında şekillendiğinden şeffaf ön cam kullanılabilmektedir
Bu sayede performans %50 kadar artırılmış, farklı far dizaynları geliştirilebilmesine olanak tanınmıştır
İki reflektörlü versiyonda genellikle H7 veya H1, bir reflektörlü versiyonda H4 ampul kullanılarak kısa ve uzun far ışığı elde edilir
Elipsoidal (mercekli) : Bu tip farların kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmakta, teknolojinin gelişmesine paralel olarak farklı alanlarda kullanılabilmesi için (bi-xenon far, dönen far vb) sürekli geliştirilmektedir
Güçlü bilgisayarlar ve özel optik yazılımları ile reflektör üzerinde eliptik bir yansıma yüzeyi oluşturulur Reflektörün önündeki siper üretilen ışığın istenmeyen kısmını keser Öndeki mercek te kalan ışığı toplayarak ileri yansıtır
Bu sayede daha küçük ve etkili yansıma yüzeyleri oluşturulabilmekte, farklı desenlerde ışık dağılımı elde edilebilmektedir Genellikle 60-70 mm çapında mercekler kullanılmaktadır Merceğin çapı büyüdükçe ışık deseni genişler
Genellikle kısa far elipsoidal projektörlü, uzun far ise free from reflektörlü olarak tasarlanır Elipsoidal projektörde H7 veya Xenon, free form reflektörde H7 veya H1 ampul kullanılarak kısa ve uzun far ışığı elde edilir