12 Eylül Darbesi
12 Eylül Darbesi
Türk toplumu sosyal haklar yönünden bir çok önemli kazanımı bu darbe ile kaybetmiştir. Konyada yapılan 11 eylül 1980 "şeriat isteriz" mitinginden 12 saat sonra gerçekleşmekle birlikte darbe sonrası Cumhurbaşkanı'nın sürekli çizik bir plak gibi "ben de imam oğluyum namaz kılarım" demesi, sağdan ve soldan kafası çalışan ülkesi için bir şeyler üretmeye çalışan insanları hapislerde çürütmesi geri kalanı da sindirmesi ülkenin ilerlemesi ve yetişmiş kadrolar açısından her iki siyasi ayğınıı da kaybederek sürünmesine ve süreç içerisinde sağda veya solda yeralmadığını ısrarla belirten İslami görüşlerin kuvvetlenmesine sebep olmuş, imam-hatip okulları yapımı hızlandırılarak kadro yetiştirilmiştir. Kurtarıldığı iddia edilen AzizTürk milletinin çocukları sokaklarda birbirini vurmaktan kurtarılmış(!), hapislerde çürümeye terkedilmiştir. Ülkede bu dönemden sonra lider kısırlığına, sultasına düşülmesi rastlantısal mıdır düşünmek gereklidir. ülkenin gidişatının kötülügünü, devrin koşullarının darbeyi gerekli kılmasından bahsedebilecek insanlara tek söylenebilecek şey akıllarını kullanmalardır. Darbenin gelişimini sağlayan olayları (kahramanmaraş olayları, 11 eylül mitingi) incelemeleri nasıl doğabilecegi konusunda fikir yürütmeleridir.
"12 eylül Türkiye'nin miladı. Çünkü gerek 12 mart gerekse 27 mayıs hareketlerinden farklı olarak bu sefer askeri rejim, anayasal bir güvence altına alınarak kalıcılaştırıldı." diyor Rıdvan Akar 12 eylül ile ilgili hazırladığı belgeselde. Peki ne olmuştu 12 eylül 1980 ‘de? Kimlerdi başroldekiler? Neden bu kadar önemli ancak bir o kadar da namahrem bir konu bu biz yeni nesil için? Kentin tüm insanlarını peşine takan , omuzu yıldızlı bu kadının tokadı neden bu kadar sert ve sarsıcıydı? ve neden oradaydı ?
Aslında etrafınızdaki insanların “sağ” ve “sol” kelimesini “soğan” ve “sarımsağın” ötesine taşıması , kitaplarda anlatılanların 1938 senesinin on kasımında Atatürk ile beraber ölmesi , insanı geriye kalan bu yetmiş altı yıllık boşluğu doldurmaya itiyor. Ancak yap bozun parçaları , bu yumuşak başlı atın çiftesinden herkesin bir parça nasiplendiğini gösteriyor…
Dikkat edildiğinde herhangi bir tarihi süreçte olduğu gibi 12 eylül askeri darbesinin de zinciri oluşturan demir halkaları, bir hazırlanış aşaması , gerilimlerin tırmanma süreci ve en başında tetikleyicisi vardı : 12 mart muhtırası. Tıpkı 12 mart muhtırasının tetikleyicisi 27 mayısın olduğu gibi. 12 mart muhtırasıyla birlikte gelen Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan gibi ön saflardaki gençlerin ve siyasetçilerin içinde bulunduğu idamlardan sonra fırtına duruldu dalgalar dindi zannediliyordu. Ancak durum bunun tam tersiydi. Aslında fırtına daha büyük bir yıkım için güç toplamaya başlıyor ve 12 eylül 1980 günü askeri cuntanın yönetime, demokrasiyi hiçe sayarcasına el koymasıyla son bulacak bir tarihi süreci başlatıyordu.
12 Eylül'ü devrin ABD konsolosunun bizim cunta için yaptığı tanım, yani darbenin haberini aldığında "our boys have done it" (bizim çocuklar işi becerdi) diye pentagona bildirdiği söz en iyi şekilde ifade eder. Kısaca sözde Atatürkçü, ortayolcu Kenan Paşa Darbesini çoğunlukla Kemalizme ve Sola vurmuş; dinciliği, muhafazakarlığı, merkez sağı güçlendirmiştir. 12 Eylül sonrası "sol" komprador ve işbirlikçi bir yapıya bürünürken sağ "muhafazakar" çizgiye iyice yaklaşmıştır. Emperyalistlerin işbirlikçilerini başımıza musallat edilmiş ve terörün ortaya çıkmasına zemin hazırlanmıştır. 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü biz Kemalistler şiddetle kınıyor; Kahraman Türk Ordusunun Kemalist özünde kalmasını, ve bu özü korumasını talep ediyor ve 27 Mayıs İhtilali ile 28 Şubat Muhtırası gibi kemalist özlü askeri hareketleri destekliyoruz..[/b]
Ve… Birgün herkes ɑnlɑr, sevdiğinin kıymetini… Amɑ gidince, Amɑ bitince, Amɑ ölünce… Kısɑcɑ; İş işten geçince!
çelik kapı çeyiz
çelik kapı çeyiz
Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 54 misafir