Ülkücüler Kemalist Olabilir mi?
Ülkücülük ve Kemalizm kelimelerinin aynı başlıkta bulunmasının bile saçma olduğunun farkındayız.
Fakat bazı “internet farelerinin” sitelerini takip ederken, bu kavramların bazılarında karışıklığa sebep olduğunu fark ettik.
Site üyelerini geçtik, bu internet farelerinin sitelerinde yöneticilerin de ülkücü olduğunu görmemiz şaşırtmamıştı bizleri.
Her zamanki gibi gerekçeleri de malumunuzdur:
-Türk Milliyetçileri(!), ülkeyi komunizme karşı korudular.
-Türk Milliyetçileri(!), ülkeyi Sovyet işgalinden korudular.
-Bu yüzden, pis gomunistler bizi Amerikancı ilan etti, fakat bunun hiçbir belgesi yoktur.
-Başbuğ Türkeş, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı bir Türk Milliyetçisiydi(!). Asla Amerikancı olmadı, fakat Sovyet işgaline karşı ülkeyi savunduğu için pis gomunistler böyle bir iftirada bulundu.
-Solcular bölücüydü, solcular Rus işgalini savunuyordu; Türk Milliyetçileri(!), buna karşı savaştılar.
Bu ve buna benzer gerekçeler sürerek, gerçekleri çarpıtmanın; Amerikancılığın meşrulaştırılmasının görevi kendilerinde bulan bu sözde milliyetçilerin, “Kemalist(!)” sitelerde bulunması ilginç geliyor mu?
Bu Türk Milliyetçilerine(!) göre, Kemalizm pis gomunistlerin sığındığı bir liman olmasına rağmen, bu şahısların ATATÜRK’ün ağzına alması garip değil mi?
İlginç ve garip karşılanacak olaylar gibi gözükse de, bu tür durumlarda soldan ve sosyalizmden kopan milliyetçi bir anlayışın; asla milliyetçi olmadığının ispatını hep beraber görebilmekteyiz.
Başçavuşun Baş Eşeği olan Hüseyin Feyzullah’ın yakın adamı Tevetoğlu’nun, Komünizmle Mücadele Derneği’nde görev alırken; Amerika bayraklı resimlerini de hep beraber şahit olmamış mıydık?
Ya Başçavuşun Baş Eşeği olan Hüseyin Feyzullah’ın CIA ile olan ilişkileri herkes tarafından bilinen bir gerçek değil midir? (Özellikle Nazar ile aralarındaki derin münasebet herkesçe bilinmiyor mu?)
....
Kemalizmin hiçbir prensibini savunmayan bir hareket düşünelim ve Amerika desteğini göz önünde bulunduralım.
Ve bazı internet fareleri bu şahısları “Kemalist” görsün…
Bu cahillik midir?
Bu bilgisizlik midir?
Bu enayilik midir?
Yoksa bu, zamanında Amerika tarafından verilen görevi yerine getirmenin şerefsizliği midir?
...
Aklı başında bir Kemalist için bu tür soruların gereksiz olduğunu söyleyebiliriz.
Fakat burada tartışmaya açmak istediğimiz temel konu, SOL’dan kopan milliyetçi anlayışın kepazeliği ve bu kepazeliğin Soğuk Savaş dönemindeki geçmişi…
Arkadaşlar,
Türkiye’de soğuk savaşı analiz etmeden, soğuk savaş esnasında Türkiye’nin politikasını değerlendirmeden; Türkiye’de hiçbir hareketin doğru düzgün değerlendirmesini yapamayız.
Günümüzde çok alakasız görünen konuların bile, temellerinin soğuk savaşta atıldığını çok rahatça görebiliriz.
Mesela, veryansın ettiğimiz İRTİCA, acaba Türkiye’de nasıl palazlandırılmıştır? 12 Eylül’ü bilmeden, bunu nasıl anlayabiliriz? Gerici hareketin Türkiye’de gelişmesini nasıl doğru bir şekilde analiz edip, buna karşı önlemler alabiliriz.
Veya özelleştirmeler, 24 Ocak Kararlarını göz önüne almadan, Türkiye’nin devletçi yapısının yıkıldığı bu önemli kararları bilmeden; nasıl ekonomi üzerine savunduğumuz devletçi model bir anlam kazanabilir?
Mesela PKK, CIA ve MİT’in rolünü görmezden gelerek, PKK’yı nasıl bitirmenin planlarını yapabiliriz?
Bunları fazlasıyla uzatabiliriz…
Çünkü, şu an Türkiye Soğuk Savaş döneminde uyguladığı politikaların hesabını vermektedir.
Bu yüzden soruyoruz, SOĞUK SAVAŞ döneminde, komünizme karşı savaştıklarını iddia eden; ülkücüler Kemalist olabilirler mi?
HİÇ SANMIYORUM….
Bu gerçeği bile göremeyen aptal mahlukatların “solcular” için söyledikleri zaten soğuk savaş zihniyetinin ürünleridir.
Neymiş efendim, solcular ve sosyalistler kemalizmi basamak olarak görüyorlarmış.
Neymiş efendim, Che’yi, Mao’yu savunanların, kemalizmle bir alakaları olamazmış.
Neymiş efendim, kemalizmi kullananlar, kemalizme “sol” ideoloji gözüyle bakarlarmış…
Bu çaresiz ve şahsiyetsiz şahıslara kalırsa, Türkiye’de liberaller, ülkücüler ve dinciler hariç hiç kimse Kemalist olamıyor.
Neden dersiniz?
Amerika ve Avrupa’nın baş düşmanı kemalizmin tasfiye edilme sürecini günümüzde canlı yaşarken, kemalizmin içini boşaltma çabaları bu sürecin herhalde vazgeçilmezlerindendir.
Liberal bir Kemalizm?
İslamcı bir Kemalizm?
Anti emperyalist olmayan bir Kemalizm?
Devrimci ve halkçı olmayan bir Kemalizm?
Demokratik Kemalizm?
Bunlar bizlere çok şey ifade ediyor değil mi?
Meselenin özü basittir. Hayatta Mustafa Kemal’i sadece okuyarak öğrenmeye kalkan ve ne okuduğunu da bilmeyen bir sürü aptalın ne dediği ve ne yaptığı Kemalistleri, kemalizmin geçerliliği noktasında hiç mi hiç alakadar etmemektedir.
Fakat kemalizme olan bu saldırıyı görmezden gelmek, bu saldırıyı kabullenmek de hiçbir kemalistin kabullenebileceği bir şey de değildir.
Mustafa Kemal’in ulusal kurtuluşçu yönünün, bilimsel milliyetçi temelde şekillendiği ve sınırsız devrimcilikle ifade olunan kemalizmin bu gibi saldırılar karşısında daha sağlam durması için tekrar soralım soruyu?
Sizce ABD’nin dünya üzerinde bulup bulabilecekleri en samimi fedaileri olan ülkücüler Kemalist olabilirler mi??
Bence bu başlığı, internet fareleri takip etmelidirler.
Kendi kafalarında oluşturdukları ve asla hayata geçiremeyecekleri sözde “Kuvay-i Milliye” şarlatanlığı yerine, eğer samimilerse hakiki Kuvay-i Milliyeyi hedeflemelidirler.
Hakiki Kuvay-i Milliye’nin temelinin ise günümüzde yine ve yeniden Kemalizm olduğunu ve Kemalizmin günümüzde milliyetçi –sol-sosyalist düşünceyi savunduğunun farkına varmalıdırlar.
Varmazlarsa ne mi olur?
Bu şarlatanlığa devam ederlerse, hadi biraz ılımlı olalım, Damat Ferit kadar demeyelim; ama gözümüzde Ali Rıza Paşa Hükümeti görünümünden ileri bir değere sahip olmayacaklardır.
Kemalistlerin günümüzde kaldıramayacağı tek şey, kendilerine Kemalist diyenlerin kemalizme ihanet edenlere sahip çıkmasıdır.
Bu yüzden, biz herkese gerekli bilgileri veriyoruz ve diyoruz ki, ABD’ci Kemalist olamayacağı gibi, ülkücü Kemalist de OLAMAZ…
Bunun tarihte tek bir örneği olmadığı gibi, Mustafa Kemal’in Türkiye’sine düşman bir hareket varsa, ülkücüler devamlı bu hareketin yanında yer almışlardır.
6.filoyu alkışlayanlar, Amerikan Emperyalizminin “komunizmle mücadele derneği” adı altındaki çalışmalara canı yürekten katılanlar, “bağımsızlık ve eşitlik” diyenleri komunist vatan haini ilan edenler, 1970’dan bu yana partilerini İslamcı çizgiyi getirenler ve en sonunda AKP’yi meşrulaştıranlar, ABDullah Gül’ü cumhurbaşkanı seçenler….
Bütün bu olaylar, ülkücü hareketin tarihsel çizgisinin hiçbir sapma gözükmeksizin devam ettiğinin göstergesidir.
Değişim ve gelişim, normaller içindir. Başbuğu Amerika olanların değişimi, sadece Amerika’nın Türkiye’deki hedefleri doğrultusunda olan değişimlerdir.
80 öncesi çatır çatır devrimci katledenlerin, şimdi PKK’ya ve DTP’ye karşı olumlu yaklaşmalarının sebebi de bundan kaynaklanır.
Gerçekler ortadadır.
Biz bu sesi daha önceleri de duymuştuk, çizilen resme daha önceleri de çok kez şahit olmuştuk.
Türkiye’nin iki büyük düşmanı olduğunu söyleyip, bu düşmanı kapitalist ve sosyalist emperyalizm olarak tanımlandıran şahsiyetsizlerin; kompradorlarla ne kadar içli dışlı olduğunu herkese göstermiştik.
Bu şahsiyetsizlerin Türkiye’de sermaye sınıfına olan bağlılıklarını zaten söylemezsek ayıp olacaktır.
Bir üst sınıfın fedailiğini ve bu bozuk düzenin piçliğini yapanların ne derece Kemalist olduklarını zaman bize göstermiştir.
Şimdi bahsettiğimiz internet farelerine verilen senaryo galiba değiştirilmiş.
Ama zihniyet olduğu gibi duruyor.
Bu zihniyeti aramak isterseniz, hainlerde de görebilirsiniz.
Bu yüzden son kez sizlere soralım arkadaşlar?
Sizce ülkücüler ve ülkücüleri Kemalist kabul edenler Kemalist olabilirler mi?